• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

geçirmek

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 322

eylem / verb

eylem / verb – physics

verb / fiil – commerce

geçirmek = dercetmek [öz Türkçe - eski terim]

GEÇİRMEK = (geçirmek nedir; geçirmek ne demek; geçirmek İngilizcesi) 1. Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak. 2. (-e) Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek: «Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi.» -K. Bilbaşar. 3. (-i, -e) Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek: Odanın eşyasını öbür odaya geçirmek. 4. (-i, -e) Tespit etmek, yazmak, kaydetmek: «Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi.» -R. H. Karay. 5. (-i, -e) Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak: «Yem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu.» -O. C. Kaygılı. 6. (-i, -e) Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek: Arkadaşımı geçirmeye gittim. 7. (-i, -de) Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak: «Oralarda geçirdiğim günleri daima bir endişe, bir nevi hüzün ile derhatır ediyorum.» -H. S. Tanrıöver. 8. (-e, nsz) Giymek, giyinmek: «Sırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti.» -S. F. Abasıyanık. 9. (-den) Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak: Kılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek. 10. (-i, -den) Herhangi bir durumu yaşamış olmak: «Ne yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi.» -N. Cumalı. 11. Etmek, yapmak. 12. (-i, -e) Hastalık bulaştırmak: Nezleyi bana geçirdin. 13. Zaman harcamak: Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok. 14. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak. 15. (-e) Vurmak. 16. mec. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. 17. (-e) argo Birine kötü söz söylemek.

GEÇİRMEK = (geçirmek nedir; geçirmek ne demek; geçirmek İngilizcesi) Ağa çıkan karşı oyuncunun yanından, engellemesine yer bırakmadan topu geçirerek sayı almak.

GEÇİRMEK = (geçirmek nedir; geçirmek ne demek; geçirmek İngilizcesi) Söndürmek.

ilgili sözler / related words

-den geçirmek -e diş geçirmek -e kadar geçirmek -i ele geçirmek -i eline geçirmek -in zimmetine geçirmek aceleyle geçirmek açıklamayı kayda geçirmek adamakıllı gözden geçirmek ağrıyı öpücükle geçirmek akımı başka telden geçirmek aklından geçirmek alarma geçirmek alevden geçirmek alım satımı ele geçirmek alkol muayenesinden geçirmek altından geçirmek ameliyat geçirmek arabayı vitese geçirmek arasından geçirmek askerleri başka yere geçirmek ateşten geçirmek avivajdan geçirmek avucuna geçirmek ayağına geçirmek aylakça hiçbir şey yapmadan geçirmek babadan oğula geçirmek bakımdan geçirmek bakiyeyi başka sütuna geçirmek balayı geçirmek balayını geçirmek baskın ile bir yeri ele geçirmek başına geçirmek başkalarından önce ele geçirmek başkalaşım geçirmek başkasının para veya malını zimmetine geçirmek başlık geçirmek baştan aşağı gözden geçirmek baygınlık geçirmek beraber vakit geçirmek beyin kanaması geçirmek beyin sarsıntısı geçirmek bildiklerini yeniden gözden geçirmek bilgisayara geçirmek bir başka fırsat ele geçirmek bir daha gözden geçirmek bir devreyi bir şeyin içinden geçirmek yerine o şeyi atlayacak şeklide değiştirmek bir din/inanç veya görüşten bir başkasına geçirmek bir elektronik kartı okuyucudan geçirmek bir hesaba geçirmek bir kadınla vakit geçirmek bir kanun tasarısını acele ile meclisten geçirmek bir kasabayı ele geçirmek bir kitabı gözden geçirmek bir makara içinden ip vs geçirmek bir sayfanın toplamını sonraki sayfaya geçirmek bir şeyi aklından geçirmek bir şeyi birinin hesabına geçirmek bir şeyi ele geçirmek bir şeyi gözden geçirmek bir şeyi yeniden geçirmek bir tasarıyı acele ile meclisten geçirmek bir üst kura geçirmek bir yandan öbür yana geçirmek bir yerden geçirmek bir yoldan diğerine geçirmek (treni) birbirine geçirmek birbirine geçirmek (çark dişlerini) birine nezle geçirmek birini bir tahta geçirmek birini çok çetin bir denemeden geçirmek birini denemeden geçirmek birini geçirmek birini harekete geçirmek birini kahkahadan kırıp geçirmek birini kapıya kadar geçirmek birini nehrin karşısına geçirmek birini ücretsiz geçirmek birinin alacağına geçirmek birinin hesabına borç geçirmek birinin hesabına geçirmek birisini kapıya kadar geçirmek birlikte vakit geçirmek boğucu odada vakit geçirmek bol sudan geçirmek borçlu tarafına geçirmek boş geçirmek boş geçirmek (vaktini) boş geçirmek (zamanı) boş şeylerle vakit geçirmek boş vakit geçirmek boş zamanlarını geçirmek boşa geçirmek boşa zaman geçirmek boşuna geçirmek boşuna geçirmek (vaktini) boşuna vakit geçirmek boynuna geçirmek buhran geçirmek bunalım geçirmek bütün hisselerini satın alarak yönetimi ele geçirmek bütün hisselerini satın alarak yönetimini ele geçirmek cam geçirmek can atmak (başkasının bir şeyini eline geçirmek için) cebren ya da hile ile ele geçirmek cetvele geçirmek cevheri elekten geçirmek ceza olarak geminin altından geçirmek çabalama (bir şeyi ele geçirmek için) çabucak gözden geçirmek çalışanları başka yere geçirmek çalışmadan uzak vakit geçirmek çark dişlerini birbirine geçirmek çeki takas odasından geçirmek çember geçirmek çerçeveye geçirmek çıkrıktan geçirmek çılgınca vakit geçirmek çok eğlenceli bir zaman geçirmek çok eğlenceli vakit geçirmek çok güç bir zaman geçirmek çok güzel vakit geçirmek çok iyi vakit geçirmek çubuğa geçirmek için atılan halka daha düşük dereceli veya kaliteli bir hizmete veya kalacak yere geçirmek davayı yeniden gözden geçirmek deftere geçirmek değirmenden geçirmek değişiklik geçirmek delikten geçirmek demirde fırtına geçirmek denemeden geçirmek denetimden geçirmek denetimi ele geçirmek deniz kazası geçirmek devreden geçirmek dış lastiğe sırt geçirmek dışarda eğlenceli bir gece geçirmek dikkatle elden geçirmek dikkatle gözden geçirmek dikkatlice gözden geçirmek diri veya ölü ele geçirmek diş geçirmek dizgin geçirmek dosyaya geçirmek durumu gözden geçirmek egaliz gergefinden geçirmek eğlence yerlerini dolaşarak eğlenceli bir gece geçirmek eğlenceli bir gece geçirmek eğlenceli bir vakit geçirmek eğlenceli vakit geçirmek elden ele geçirmek elden geçirmek ele geçirmek ele geçirmek (hat) ele geçirmek için çabalamak ele geçirmek için planlar yapmak ele geçirmek üzere elekten geçirmek elemeden geçirmek eline geçirmek emaneti zimmete geçirmek emin olmak için yeniden gözden geçirmek enfarktüs geçirmek envantere geçirmek evi başına geçirmek evrim geçirmek eye kadar geçirmek faaliyete geçirmek fenalık geçirmek fırsatını ele geçirmek file üzerinden elleri geçirmek filtreden geçirmek gaz vs yi temizlemek için sıvıdan geçirmek geceyi açık havada çadırsız geçirmek geceyi bir yerde geçirmek geceyi eğlence ile geçirmek geceyi geçirmek geçirmek (hastalık vb) geçirmek (hastalık) geçirmek (ışık/ses vb) geçirmek (izin süresini) geçirmek (kalıtım yoluyla) geçirmek (sesi/elektriği) geçirmek (vakit) geçirmek (zaman) geçmiş şeyleri zihninden geçirmek giysiye kenar geçirmek göğüs geçirmek gömlek geçirmek gönlünden geçirmek görüp geçirmek gözden geçirmek gözden geçirmek (kitabı) gözden geçirmek (yazdırmadan önce) güç bir dönem geçirmek gülerek geçirmek (korku, kuşku vs yi) gülmekten kırıp geçirmek gümrükten geçirmek günlüğe geçirmek günü geçirmek güzel bir gece geçirmek güzel vakit geçirmek haddeden geçirmek hafif sakatlık geçirmek hafta sonunu geçirmek halat flasalarını brandaya geçirmek halatın ucunu bir delikten veya bir makaradan geçirmek halka geçirmek hanbi geçirmek hapiste geçirmek harcamayı yatırım olarak deftere geçirmek harekete geçirmek harika vakit geçirmek hastalık geçirmek hastalık tespiti için içinden güçlü ışık geçirmek hayalinden geçirmek hayaller kurarak geçirmek (vaktini) hayat geçirmek hayatın en eğlenceli vaktini geçirmek herkesi gülmekten kırıp geçirmek hesaba geçirmek hesabın borçlu tarafına geçirmek hesabın zimmet tarafına geçirmek (muhasebe defterinde) hesabına borç geçirmek hesabına geçirmek hesap defterine geçirmek hesapları gözden geçirmek hesapları yevmiye defterinden defterikebire geçirmek heyheyler geçirmek hızla geçirmek hoş (vakit) geçirmek hoş geçirmek (vakti) hoş vakit geçirmek hoşça geçirmek hoşça vakit geçirmek hoşça vakit geçirmek için yapılan şey huniden geçirmek hükmünü geçirmek ırak'taki petrol kuyularınınkontrolünü ele geçirmek iç geçirmek iç içe geçirmek içerek hoş zaman geçirmek içinden geçirmek içine geçirmek iğne vs.ye geçirmek iğneye iplik geçirmek ihlali kayda geçirmek iki parçayı birbirine geçirmek ikinci bir fırsat ele geçirmek iktidarı ele geçirmek ile geceyi geçirmek ile vakit geçirmek ilginç bir dönüşüm geçirmek ilmik geçirmek imbikten geçirmek inceden inceye gözden geçirmek ipe geçirmek ipi delikten geçirmek ipliğe dizmek ya da geçirmek ipliğe geçirmek iplik geçirmek iplik geçirmek (iğneye) irak'taki petrol kuyularının kontrolünü ele geçirmek isteri nöbeti geçirmek işaretini değiştirerek denklemin bir tarafından öbür tarafına geçirmek işlemden geçirmek işletmeyi kâra geçirmek iyi bir fırsat ele geçirmek iyi vakit geçirmek iyice gözden geçirmek iznini geçirmek kadar geçirmek kafasından geçirmek kahkahadan kırıp geçirmek kalan kısmını geçirmek (hayatının) kalburdan geçirmek kalıba geçirmek kalıptan geçirmek kalp krizi geçirmek kanat geçirmek kap geçirmek kap- gömlek vs geçirmek kapıya kadar geçirmek karşı tarafa geçirmek karşıdan karşıya geçirmek kasten zaman geçirmek kataloğa geçirmek (fiyatı) katı durumdan gaz durumuna geçirmek kayda geçirmek kaydetmek hesaba geçirmek kayışı kasnak üzerine geçirmek kayıta geçirmek kaza geçirmek kebap şişine geçirmek kemerli başlık geçirmek kenar geçirmek kendi malını ele geçirmek kendin geçirmek kendinden geçirmek kendinden geçirmek (sevinç vs den) keten tarağından geçirmek kılıçfan geçirmek kılıçtan geçirmek kılıf geçirmek kırıp geçirmek kırıp geçirmek (kahkahadan) kışı geçirmek kışı ılıman bir yerde geçirmek kışı uykuda geçirmek kimyasal işlemden geçirmek klişeden kâğıda geçirmek kötü bir dönem geçirmek kötü bir gün geçirmek kötü günler geçirmek kötü iklim koşullarını dinlenerek geçirmek kramp geçirmek kredi politikasını gözden geçirmek kriz geçirmek krizi geçirmek kursu gözden geçirmek kuşaktan kuşağa geçirmek lastik geçirmek lastik presten geçirmek liderliği ele geçirmek listeye geçirmek mahkûmiyetini geçirmek makama geçirmek makineyi hareket geçirmek makineyi harekete geçirmek malları transit olarak geçirmek malzeme gözden geçirmek meclisten bir yasayı/planı süratle geçirmek meclisten geçirmek meclisten geçirmek (yasa tasarısı) meclisten geçirmek (yasa) meclisten hızla geçirmek mektuba geçirmek mengeneden geçirmek mengeneden geçirmek (çamaşırı) merdaneden geçirmek metamorfoz geçirmek metni gözden geçirmek mile geçirmek miras yoluyla geçirmek misafiri geçirmek muayeneden geçirmek mülkiyetine geçirmek mülkiyetini başkasına geçirmek mülkü başkasının üstüne geçirmek müşteriyi geçirmek nesilden nesile geçirmek notaya geçirmek nüfusuna geçirmek onarım amacıyla gözden geçirmek onarım için elden geçirmek operasyon geçirmek ortalığı kırıp geçirmek ömür geçirmek önerge geçirmek önergeyi geçirmek öpücükle ağrıyı geçirmek pamuğu çırçırdan geçirmek para tutarını hesaba geçirmek para yedirerek ele geçirmek parasızlıktan güç günler geçirmek parayı hile ile ya da zorla ele geçirmek parayı kendi zimmetine geçirmek parayla ele geçirmek parlamentodan geçirmek parmaklık geçirmek paspartu geçirmek pinekleyerek geçirmek piyasayı ele geçirmek planyadan geçirmek polis kayıtlarına geçirmek presle basarak geçirmek presle geçirmek psikolojik taktikler kullanarak harekete geçirmek pupa evresini geçirmek ramöz gergefinden geçirmek revizyon dan geçirmek revizyondan geçirmek rüzgâr üstüne geçirmek saçma sapan şeylerle vakit geçirmek sahte hayat geçirmek sakatlık geçirmek sakin bir hayat geçirmek sansürden geçirmek sarsıntı geçirmek saten kalandırından geçirmek savaş haline geçirmek savaşı geçirmek sayıyı sonuncu basamağa geçirmek (toplama ve çarpmada) seçim listesine geçirmek sıkı çalışarak gözden geçirmek sıkıdenetimden geçirmek sıkıntılı günler geçirmek sınamadan geçirmek sınavdan geçirmek sınavdan ya da denemeden geçirmek sınıf geçirmek sıra ile gözden geçirmek sırtına geçirmek sicile geçirmek silindir geçirmek silindirden geçirmek sinir krizi geçirmek söz geçirmek sözünü geçirmek sözünü mutlaka geçirmek sudan geçirmek sünger geçirmek süratle geçirmek (meclisten) süreçten geçirmek sürgü geçirmek süzgeçten geçirmek süzüşe geçirmek şaka yaparak geçirmek şanssız bir dönem geçirmek şapkasını başına geçirmek şerit geçirmek şişe geçirmek şok geçirmek taarruzla ele geçirmek taban geçirmek tahta geçirmek taraktan geçirmek tarifeye geçirmek tasnif eleği üzerinden geçirmek tatil geçirmek tatilini geçirmek tbmm'den yasa geçirmek tekelcilikle piyasayı ele geçirmek tekrar ele geçirmek tekrar gözden geçirmek temasa geçirmek tembel tembel oturarak ya da aylak dolaşarak geçirmek (vakti) tembelce geçirmek (zamanı) tembelce vakit geçirmek temiz sudan geçirmek tereddüt geçirmek terleyerek geçirmek testten geçirmek tırpandan geçirmek topu iki defans oyuncusunun arasından geçirmek topu rakibin bacakları arasından geçirmek tornadan geçirmek trafik kazası geçirmek trafik suçunu kayda geçirmek treni yan hata geçirmek treni yan yola geçirmek tutanağa geçirmek tüm günü bir şey yaparak geçirmek türbin kanatlarını yuvasına geçirmek ucuna geçirmek uçağı dalışa geçirmek ufak ufak zimmetine geçirmek uhdesine geçirmek uygulamaya geçirmek uyuşturucu aldıktan sonra kötü anlar geçirmek uyuyarak geçirmek üretimi ele geçirmek üst düzeye geçirmek üstünden geçirmek üstüne geçirmek ütüden geçirmek üzerinde ip geçirmek için delik olan kazık üzerinden sünger geçirmek üzerine geçirmek üzerine geçirmek (giysi) vakit geçirmek vakti boş geçirmek vakti boş şeylerle geçirmek vakti boşa geçirmek vakti boşuna geçirmek vakti hoş ve boş geçirmek vaktini boşa geçirmek vaktini boşuna geçirmek vaktini hayal kurarak geçirmek vaktini hayal kurmakla geçirmek vaktini haylazlık ederek geçirmek vaktini okumakla geçirmek vaktini okuyarak geçirmek vaktini tembellikle geçirmek vaz geçirmek vitese geçirmek ya da gözden geçirmek yakadan geçirmek yan hatta geçirmek yan yola geçirmek yaprak haline getirmek haddeden geçirmek yasa değişikliğini geçirmek yasa tasarısını acele ile meclisten geçirmek yasa tasarısını meclisten aceleyle geçirmek yasayı geçirmek yasayı meclisten geçirmek yaşam geçirmek yaz mevsimini geçirmek yazı geçirmek

1: 1 ms