İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1331 ENTER = ['entı] verb
girmek * eşanlamlı : come in, go in, penetrate, invade, introduce, insert * karşıtanlamlı : leave
İngilizce örnek : He entered the room without knocking.
Türkçe çevirisi : Kapıyı çalmadan odaya girdi.
İngilizce örnek : He is very ill. No one is allowed to enter his room.
Türkçe çevirisi : O çok hasta. Kimsenin onun odasına girmesine izin verilmiyor.
İngilizce örnek : The lights went out just as we entered the cinema.
Türkçe çevirisi : Tam sinemaya girdimizde ışıklar söndü.
İngilizce örnek : You must take off your shoes before you enter a mosque.
Türkçe çevirisi : Camiiye girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmalısınız.
* enter for = adını yazdırmak, katılmak, girmek * eşanlamlı : join, enrol, enlist, participate in
İngilizce örnek : Did you enter for this examination?
Türkçe çevirisi : Bu sınava adını yazdırdın mı?
İngilizce örnek : I have entered for the examination but I don't want to take it.
Türkçe çevirisi : Sınav için kayıt yaptırdım ama girmek istemiyorum.
İngilizce örnek : How many people have entered for the race?
Türkçe çevirisi : Yarışa kaç kişi adını yazdırdı?
* enter into = 1 başlamak, girişmek
2 yer almak, katılmak
ilgili sözler / related words