İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3339 BEAT = [bi: t] verb
beat, beaten [bi: tın]
1 dövmek, vurmak * eşanlamlı : strike, hit, batter, thrash, cane
İngilizce örnek : Don't beat your children.
Türkçe çevirisi : Çocuklarını dövme.
İngilizce örnek : The prisoners complained that they had been beaten.
Türkçe çevirisi : Mahkûmlar dövüldükleri yolunda şikâyette bulundular.
2 yenmek; geçmek * eşanlamlı : defeat, overcome, conquer
İngilizce örnek : He always beats me at chess.
Türkçe çevirisi : Her zaman beni satrançta yeniyor.
İngilizce örnek : He beat me at tennis yesterday.
Türkçe çevirisi : Dün beni teniste yendi.
İngilizce örnek : He easily beats me in a game of ping-pong.
Türkçe çevirisi : Beni pinponda kolayca yeniyor.
İngilizce örnek : The Incas were beaten in battle by the Spanish.
Türkçe çevirisi : İnkalar savaşta İspanyollara yenildiler.
İngilizce örnek : He ran so fast that he beat all of the other runners.
Türkçe çevirisi : O kadar hızlı koştu ki diğer bütün koşucuları yendi (geçti).
3 (kalp, nabız) atmak * eşanlamlı : throb, pulsate, palpitate
İngilizce örnek : His heart is beating rather irregularly.
Türkçe çevirisi : Kalbi bayağı düzensiz atıyor.
4 çırpmak * eşanlamlı : whisk, whip
5 (davul, vb) çalmak
¤ noun
1 vurma, vuruş * eşanlamlı : stroke, blow, hit, lash
2 yürek atışı * eşanlamlı : pulse, pulsation
İngilizce örnek : Your heart has an irregular beat.
Türkçe çevirisi : Kalbin düzensiz atıyor.
3 müz. ritm, tempo * eşanlamlı : rhythm
İngilizce örnek : That disco music has a strong beat.
Türkçe çevirisi : Bu disko müziğinin güçlü ritmi var.
4 devriye bölgesi * eşanlamlı : zone, area
* beat about/around the bush = lafı ağzında gevelemek
İngilizce örnek : Stop beating about the bush and tell me straight forward what you want.
Türkçe çevirisi : Lafı ağzında gevelemeyi bırak da ne istediğini bana açıkça söyle.
* beat down = indirmek, azaltmak
* beat into = kafasına sokmak, öğretmek
* beat off = defetmek, püskürtmek
* beat out = (ateş) vurarak söndürmek
* beat the air = akıntıya kürek çekmek
* beat time = tempo tutmak
* beat up = pataklamak, döverek yaralamak
İngilizce örnek : They stole my money and then beat me up.
Türkçe çevirisi : Paramı çaldılar ve sonra da bana dayak attılar.
ilgili sözler / related words