İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 273 BEST = [best] adjective
en iyi * eşanlamlı : supreme, finest, excellent * karşıtanlamlı : worst
İngilizce örnek : This is the best wine.
Türkçe çevirisi : Bu en iyi şarap.
¤ adverb
1 en iyi (biçimde)
İngilizce örnek : I study best at night.
Türkçe çevirisi : En iyi geceleyin ders çalışabiliyorum.
2 en çok, en fazla
İngilizce örnek : What kind of cheese do you like best?
Türkçe çevirisi : En çok hangi tür peyniri seviyorsun?
¤ noun
1 en iyi taraf/yan/kısım
2 en iyisi
İngilizce örnek : All parents want the best for their children – good schools, good food, and a good house.
Türkçe çevirisi : Bütün anne babalar çocukları için en iyisini ister – iyi okul, iyi yemek, ve iyi ev.
* at (the) best = en iyimser ihtimalle
İngilizce örnek : To finish this project will take two years at the best.
Türkçe çevirisi : Bu projeyi bitirmek en iyimser olasılıkla iki yıl alır.
* best man = sağdıç
İngilizce örnek : The bridegroom was handed the ring by the best man.
Türkçe çevirisi : Damada yüzük sağdıç tarafından verildi.
* do one's best = elinden geleni yapmak
İngilizce örnek : He did his best, but he couldn't quite succeed.
Türkçe çevirisi : Elinden geleni yaptı, ancak pek başarılı olamadı.
İngilizce örnek : I'll do my best to get there on time.
Türkçe çevirisi : Oraya vaktinde varmak için elimden geleni yapacağım.
İngilizce örnek : We are doing our best to put out the fire.
Türkçe çevirisi : Yangını söndürmek için elimizden geleni yapıyoruz.
İngilizce örnek : Every sensible man does his best to avoid a quarrel.
Türkçe çevirisi : Aklı başında her insan kavgadan kaçınmak için elinden geleni yapar.
ilgili sözler / related words