Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 595ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) 1. Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak: «İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı.» -F. R. Atay. 2. Vurarak veya sürterek ses çıkartmak: «Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu.» -R. E. Ünaydın. 3. nsz Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak: «Fevkalade zekidir; iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır.» -R. H. Karay. 4. (nsz) Ses çıkarmak, ses vermek: «Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir.» -R. N. Güntekin. 5. Atmak, çarpmak, vurmak. 6. Üzerine sürmek: Ekmeğin üzerine yağ çaldı. 7. (-i) Bozmak, zarar vermek. 8. (-i) Kumaşın bir parçasını kesmek. 9. Madeni oymak, kalemle işlemek. 10. (-e) Benzemek, andırmak: «Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi.» -S. F. Abasıyanık. 11. mec. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. 12. (-i) hlk. Süpürmek, temizlemek: Tozu çalmak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Badana yapmak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Biçmek.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Bir şeyin üzerine bir şeyi sürmek, bulaştırmak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Çalkalayıp karıştırmak: Çorbaya un çalmak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Diş kamaşmak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Hava çarpmak, hava etkisiyle hasta olmak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Saldırıp ısırmak, sokmak, yaralamak.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Silâhı ateşlemek.
ÇALMAK = (çalmak nedir; çalmak ne demek; çalmak İngilizcesi) Yoğurt yapmak için sütü mayalamak.
ilgili sözler / related words