İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 14165 PINCH = [pinç] verb
1 kıstırmak, sıkıştırmak * eşanlamlı : squeeze, press, crush, compress, grip, grasp
İngilizce örnek : He pinched his finger in the door, and the nail has gone all black.
Türkçe çevirisi : Parmağını kapıya sıkıştırdı ve tırnağı simsiyah oldu.
İngilizce örnek : Her shoes pinch her, she can hardly walk.
Türkçe çevirisi : Ayakkabısı vuruyor, zar zor yürüyebiliyor.
2 çimdiklemek * eşanlamlı : nip
İngilizce örnek : He pinched my arm.
Türkçe çevirisi : Kolumu çimdikledi.
3 kon. araklamak, yürütmek * eşanlamlı : steal, filch
¤ noun
1 çimdik * eşanlamlı : nip
2 tutam
* at/in a pinch = gerekirse
* feel the pinch = darda olmak