Bilgiler
Gramer
Kullanım
Terminoloji
Hakkında
Hakkımızda
Geribildirim
Kaynakça
Medya
Uygulama
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
durmak
Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 128
ana kullanım
01.
stop
02.
cease
03.
halt
04.
remain
05.
stay
06.
suit
07.
go
08.
look
09.
come to rest
10.
stop off
11.
pull up
12.
draw up
13.
pack up
14.
cut out
15.
stall
16.
abide
17.
appear
18.
be
19.
be at a standstill
20.
behave
21.
check
22.
come to a standstill
23.
continue to be
24.
continue to exist
25.
die
26.
discontinue
27.
draw in the reins
28.
dwell
29.
endure
30.
exist
31.
hold
32.
intermit
33.
keep
34.
last
35.
lie
36.
linger
37.
lock
38.
pause
39.
plant
40.
quit
41.
rein back
42.
rein in
43.
rest
44.
sit
45.
stand
46.
stop off or over
47.
wait
demiryolu
01.
call at
deyim
01.
break down
02.
bring to
03.
call a halt
04.
come to a halt
05.
come to a stop
06.
conk out
07.
die down
08.
draw rein
09.
drop it
10.
fetch up at
11.
give out
12.
go off
13.
grind to a halt
14.
have done
15.
hold on
16.
hold one's horses
17.
knock off
18.
lay off
19.
lay off something
20.
let up
21.
lie by
22.
pass off
23.
peg out
24.
pull in
25.
pull in somewhere
26.
pull up somewhere
27.
put over
28.
run down
29.
run dry
30.
stop short
havacılık
01.
fail
02.
shut down
ilgili sözler / related words
-den uzak durmak
-ın önünde durmak (otomobil)
-ın üzerinde durmak
-i düşleyip durmak
-i karıştırıp durmak
-in üzerinde durmak
aç durmak
açık durmak
açıkta durmak
açıp açıp durmak
adı olarak durmak
ağlayıp durmak
ahırda durmak
akıp durmak
aklı durmak
alarga durmak
alargada durmak
alesta durmak
aniden durmak
aracı yolun kenarına çekip durmak
aranıp durmak
arka ayakları üzerinde durmak
arka tarafta durmak
arkasında durmak
asıl konuyu bırakıp önemsiz işler üzerinde durmak
asılı durmak
ayak parmakları üzerinde durmak
ayaklarının üzerinde zor durmak
ayakta durmak
ayakta sımsıkı durmak
aylak aylak dolanıp durmak
ayrı durmak
ayrıntılar üzerinde gereksiz olarak durmak
bacaklarını açarak durmak
bakıp durmak
başında dikilip durmak
başında durmak
başkalarından uzak durmak
bekleyip durmak
belli bir düzeyde durmak
belli bir yerde durmak
benzin için durmak zorunda kaldım
bir aşağı bir yukarı yürüyüp durmak
bir kenarda durmak
bir konu üzerinde durmak
bir konuyu tekrarlayıp durmak
bir nokta üzerinde önemle durmak
bir sorunun üzerinde gereğinden çok durmak
bir şey üzerinde önemle durmak
bir şey üzerinde tereddütle durmak
bir şeyden köşe uzak durmak
bir şeyden uzak durmak
bir şeye karşı durmak
bir şeyi yapıp durmak
bir yerde durmak
bir yolculukta kısa bir zaman için bir yerde durmak
birden durmak
birdenbire durmak
birdenbire durmak (engel karşısında)
birinden köşe uzak durmak
birinden mümkün olduğu kadar uzak durmak
birinden uzak durmak
birini koşturup durmak
birinin apaçık önünde durmak
birinin görüşünü engelleyecek şekilde önünde durmak
birinin peşinde dolanıp durmak
borçtan uzak durmak
boş durmak
boş yere didinip durmak
bozulmadan durmak
büyük başarı kazanmış gibi durmak
canlı durmak
ciddi durmak
ciddiyetle üzerinde durmak
çırpınıp durmak
çok fazla üzerinde durmak
çok yakın durmak
day ah durmak
dayalı durmak
değişip durmak
demirli durmak
dengede durmak
dışarıda durmak
dışında durmak
didinip durmak
dik durmak
dikey olarak durmak
dikine durmak
dikkatlerden uzak durmak
dimdik ayakta durmak
dimdik durmak
divan durmak
doğru durmak
dolanıp durmak
dolap beygiri gibi dönüp durmak
dolaşıp durmak
dönüp durmak
dönüp durmak (kuşlar)
dönüp durmak (yatakta)
durgun halde durmak
durmak (makine)
durmak (taşıt)
durmak (yaklaşıp)
durmak (yolculukta)
durmak için
durmak ya da oturmak
düşleyip durmak
düşmeden durmak
düşünüp durmak
eğreti durmak
eğri durmak
el pençe divan durmak
el ve ayaklarını aşağı yukarı oynatarak su içinde dik durmak (yüzme)
el ve ayaklarm hafif hareketleriyle su içinde dik durmak
eli boş durmak
eli kolu bağlı durmak
elimdik ayakta durmak
en ufak ayrıntıların üzerinde titizlikle durmak
esasa girmeden bir konuyu tartışıp durmak
etrafında dolaşıp durmak
evde durmak
eylemi durmak
faaliyeti durmak
faaliyeti durmak (işyeri)
faça edip durmak
fazla üzerinde durmak
ferma durmak
geçici olarak durmak
gelip durmak
gemiyi faça edip durmak
geri durmak
geride durmak
gezinip durmak
gibi durmak
görüş alanı dışında durmak
göze çarpmadan durmak
güçlükle ayakta durmak
güzel durmak
ham armut gibi boğazına durmak
hareketsiz durmak
havada asılmış gibi durmak
havada belli bir noktada durmak
havada bir yerin üzerinde durmak
havada durmak
hazır durmak
hazırol vaziyetinde durmak
hedefi buluncaya kadar havada dönüp durmak (uçak)
hep aynı şeyleri tekrarlayıp durmak
herşeye karşın ayakta durmak
hımbıl gibi durmak
hizada durmak
ısrarla üzerinde durmak
içkiden uzak durmak
iein durmak
iki ayağının üzerinde durmak
ikinci planda durmak
insanlardan uzak durmak
iş işten geçtikten sonra sızlanıp durmak
iş işten geçtikteten sonra sızlanıp durmak
kafası durmak
kafasında dolaşıp durmak
kafasını kurcalayıp durmak
kambur durmak
kambur gibi durmak
kamburunu çıkararak durmak
kapısı önünde durmak
kararında durmak
karıştırıp durmak
karşı durmak
kayarak durmak (araba)
kaynaması durmak
kaynaşıp durmak
kedi ile köpek gibi kavga edip durmak
kenara çekilip durmak
kenara çekilip durmak (taşıt)
kenarda durmak
kenarına çekilip durmak (yolun)
kendi ayakları üzerinde durmak
kendini koyvererek kambur gibi yürümek ya da durmak
kımıldamadan durmak
kıpırdamadan durmak
kıpırdayıp durmak
kısa süre için durmak
kıyıdan açıkta durmak
kıyıya yakın durmak
konuşup durmak
konuşurken birden durmak
korku ile durmak
koşup durmak
koşuşturup durmak
kuş gibi havada durmak
kuyrukta durmak
laf edip durmak
lâfı ağzında geveleyip durmak
meyveye durmak
monoton bir sesle sürekli konuşup durmak
olduğu yerde durmak
ortada durmak
önünde durmak (otomobil)
övünüp durmak
öyle durmak
öylece durmak
özellikle durmak için, kayağın bir kenarını kara saplamak
provokasyonlara karşı durmak
put gibi durmak
rahat durmak
rule yapıp durmak
rüzgârı başa alıp durmak
sabit durmak
sağlamca durmak
sak durmak
sakin durmak
saklı durmak
sallanıp durmak
salta durmak
sarsak sarsak gezinip durmak
sarsılarak durmak
selam durmak
selâm vaziyetinde durmak
selama durmak
sesini çıkarmadan durmak
seyredip durmak
sıkı durmak
sırık gibi durmak
sırt sırta durmak
sıvının üstünde durmak
sızlanıp durmak
silahla selam durmak
soğuk durmak
somurtup durmak
söylenip durmak
söyleyip durmak
sözünde durmak
su üstünde durmak
su üzerinde durmak
su yüzeyinde durmak
su yüzünde durmak
susta durmak
sürü halinde dönüp durmak
sürükleyip durmak
tam karşısında durmak
tamamen durmak
taşınıp durmak
taşıyıp durmak
tay durmak (bebek)
tehlikeden uzak durmak
tek durmak
tekin durmak
tekrarlayıp durmak
telefon çalıp durmak
tetikte durmak
top hedefinin arkasında durmak
toy durmak
trafik maksadı dışında bir sebeble durmak
tutturup durmak
uçuşup durmak
uğraşıp durmak
uslu durmak
uyuşuk uyuşuk durmak
uzağında durmak
uzak durmak
uzakta durmak
üstünde durmak
üzerinde ayrıntılarıyla durmak
üzerinde ciddi olarak durmak
üzerinde dikkatle durmak
üzerinde durmak
üzerinde durmak istiyorum
üzerinde fazla durmak
üzerinde gereğinden fazla durmak
üzerinde ısrarla durmak
üzerinde önemle durmak
üzerinde uzun uzun durmak
vaadinde durmak
verdiği sözde durmak
yakın durmak
yakınında beklemek ya da durmak
yakınında durmak
yaklaşıp durmak
yaltaklanıp durmak
yama gibi durmak
yanında durmak
yanıp durmak
yapıp durmak
yatağında bir sağma bir soluna dönüp durmak
yatakta dönüp durmak
yavaş yavaş durmak (iş vb)
yazıp durmak
yerinde durmak
yiyip durmak
yolculukta durmak
yolunda durmak
yüzü -e karsı olarak durmak ya da oturmak
zarar büyümeden kabullenip durmak
zınk diye durmak
zihni durmak
1: 0 ms