• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

lock

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 5628

avcılık ve atıcılık

demiryolu

elektrik

havacılık

metalbilim

spor

şiirsel

toplumbilim

veterinerlik

LOCK = [lok] noun
1 kilit * eşanlamlı : bolt, latch, padlock, hasp
İngilizce örnek : The key is in the lock.
Türkçe çevirisi : Anahtar kilidin içinde.
İngilizce örnek : The key won't fit the lock.
Türkçe çevirisi : Anahtar kilide uymuyor.
2 bukle, perçem * eşanlamlı : braid, plait, tress, curl, ringlet
¤ verb
1 kilitlemek * eşanlamlı : latch, bolt, fasten * karşıtanlamlı : unlock
İngilizce örnek : She forgot to lock the front door.
Türkçe çevirisi : Ön kapıyı kilitlemeyi unuttu.
İngilizce örnek : Did you lock the office door?
Türkçe çevirisi : Büro kapısını kilitledin mi?
İngilizce örnek : He locked the papers in the drawer.
Türkçe çevirisi : Evrakı çekmeceye kilitledi.
İngilizce örnek : After he had locked the door, he went to bed.
Türkçe çevirisi : Kapıyı kilitledikten sonra yatmaya gitti.
2 kilitlenmek
* lock in = hapsetmek, kapatmak, kapıyı üstüne kilitlemek
İngilizce örnek : It's dangerous to lock children in a car.
Türkçe çevirisi : Çocukları arabaya kilitlemek tehlikelidir.
* lock out = 1 (kapı kilitli olduğu için) dışarıda bırakmak
İngilizce örnek : I hide an extra key under the wing of my car so that I won't get locked out.
Türkçe çevirisi : Yanlışlıkla arabayı kilitleyip dışarıda kalmamak için arabamın çamurluğunun altında yedek bir anahtar saklarım.
2 lokavt yapmak
* lock up = kilitlemek * eşanlamlı : jail, imprison * karşıtanlamlı : release

1: 0 ms