stall
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 13959ana kullanım 1
ana kullanım 2
STALL = [sto: l] noun
1 ahır (bölmesi) * eşanlamlı : stable
2 satış yeri, sergi * eşanlamlı : stand, booth, kiosk
3 (tiyatro) koltuk
İngilizce örnek : Have you got any tickets left for the front stalls?
Türkçe çevirisi : Ön koltuklar için biletiniz kaldı mı?
¤ verb
1 durmak, stop etmek; stop ettirmek * eşanlamlı : stop, halt
İngilizce örnek : Release the clutch slowly, or you'll stall the car.
Türkçe çevirisi : Pedalı yavaşça bırak yoksa arabayı stop ettirirsin.
İngilizce örnek : We left the stalled car and walked to town.
Türkçe çevirisi : Stop eden arabayı bıraktık ve şehre yürüyerek gittik.
2 geciktirmek * eşanlamlı : postpone, delay
3 oyalamak, bekletmek
STALL: A condition in flight where the airflow over an aircraft's wings becomes disrupted, leading to a loss of lift and a potential loss of control.
STALL: A condition in which the airflow over the wings becomes separated, leading to a loss of lift and control.
STALL: A condition where the airflow over an aircraft's wing becomes disrupted, leading to a loss of lift.
STALL: A condition where the airflow over an airfoil becomes separated, reducing lift and increasing drag.
