Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4828FAİL = (fail nedir; fail ne demek; fail İngilizcesi) (hukuk) Suçu işleyen kişi.
FAİL = (fail nedir; fail ne demek; fail İngilizcesi) Hukuki sonuç doğuracak bir suç işleyen kimse.
fail = eden [eski terim - öz Türkçe]
fail = eylemci [eski terim - öz Türkçe]
fail = özne [eski terim - öz Türkçe]
fail = yapan [eski terim - öz Türkçe]
FAİL = (fail nedir; fail ne demek; fail İngilizcesi) 1. Eden, yapan, işleyen: «Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar.» - R. N. Güntekin. 2. a. db. Özne. 3. a. huk. Hukuki sonuç doğuracak bir suç işleyen kimse.
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2528 FAIL = [feyl] verb
1 başaramamak, becerememek, başarısız olmak * eşanlamlı : miscarry, fall through, be unsuccessful, founder, miss, be in vain * karşıtanlamlı : succeed
İngilizce örnek : I failed to warn him in time.
Türkçe çevirisi : Onu zamanında uyaramadım.
İngilizce örnek : They failed to agree on/about going to Antalya for their holiday.
Türkçe çevirisi : Tatilleri için Antalya’ya gitmekte anlaşamadılar.
2 (sınavda) kalmak
İngilizce örnek : He failed in the examination.
Türkçe çevirisi : Sınavdan kaldı.
İngilizce örnek : He failed in the physics exam.
Türkçe çevirisi : Fizik sınavından kaldı.
3 (sınıfta) bırakmak; (sınıfta) kalmak
İngilizce örnek : The teacher failed him for cheating.
Türkçe çevirisi : Öğretmen kopya çektiği için onu sınıfta bıraktı.
İngilizce örnek : He's bound to fail if he doesn't work.
Türkçe çevirisi : Çalışmazsa garanti sınıfta kalır.
4 yetersiz kalmak; hayal kırıklığına uğratmak
İngilizce örnek : The crop failed.
Türkçe çevirisi : Ürün (rekolte) yetersizdi.
İngilizce örnek : The play failed for lack of interest.
Türkçe çevirisi : Oyuna yetersiz ilgi vardı.
¤ noun
başarısızlık
ilgili sözler / related words