• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

stay

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1414

ifade

sağlık

sosyal güvenlik

turizm

yelken sporu

STAY = [stey] verb
1 kalmak * eşanlamlı : remain, keep, continue, endure, last
İngilizce örnek : He stayed in the same job for eleven years.
Türkçe çevirisi : On bir yıl aynı işte kaldı.
İngilizce örnek : If it rains, we'll stay at home.
Türkçe çevirisi : Yağmur yağarsa evde kalacağız.
İngilizce örnek : He's ill and has to stay in bed.
Türkçe çevirisi : O hasta ve evde kalmak zorunda.
İngilizce örnek : We went to the cinema and they stayed at home.
Türkçe çevirisi : Biz sinemaya gittik, onlar ise evde kaldı.
İngilizce örnek : My aunt is staying with us for a few days.
Türkçe çevirisi : Teyzem birkaç gün bizde kalacak.
2 durmak * eşanlamlı : stop, halt, pause, wait
İngilizce örnek : Tell the children to stay together or they'll get lost.
Türkçe çevirisi : Çocuklara bir arada durmalarını söyle, yoksa kaybolurlar.
3 durdurmak, ertelemek * eşanlamlı : delay, hinder, hold
4 dayanmak
5 bastırmak, geçiştirmek
¤ noun
1 kalış, kalma
2 huk. erteleme * eşanlamlı : stop, halt, delay
* stay in = dışarı çıkmamak, evde kalmak
* stay on = kalmaya devam etmek
* stay out = 1 (evden) dışarıda kalmak
İngilizce örnek : Don't stay out late.
Türkçe çevirisi : Geç vakitlere kadar dışarıda kalma.
2 grevi sürdürmek
* stay put = yerinden kımıldamamak
* stay up = yatmamak, geç vakitlere kadar oturmak
İngilizce örnek : I am not used to staying up so late.
Türkçe çevirisi : O kadar geç vakitlere kadar oturmaya alışık değilim.
İngilizce örnek : Don't stay up very late; you are supposed to get up early tomorrow.
Türkçe çevirisi : Geç vakitlere kadar oturma, yarın erken kalkman gerekiyor.

STAY = (stay nedir; stay Türkçesi) Mahkeme kararı ile yargılama sürecinin durdurulması.

1: 0 ms