Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1093aşırı = abondan [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = eksesif [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = ekstrem [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = fahiş [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = fazla [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = had [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = hiper [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = hiper- [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = hyper- [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = müfrit [öz Türkçe - eski terim]
aşırı = ultra [öz Türkçe - eski terim]
AŞIRI = (aşırı nedir; aşırı ne demek; aşırı İngilizcesi) 1. Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın: «Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir.» -O. Rifat. 2. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem. 3. Gereğinden fazla, çok: «Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından sonuç aynı kapıya çıkardı.» -E. Şafak. 4. zf. Ötede, ötesinde: İki ev aşırı. 5. zf. Gereğinden fazla olarak, çokça: «Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu.» -Y. Atılgan.
AŞIRI = (aşırı nedir; aşırı ne demek; aşırı İngilizcesi) Aşırı abartı kertesine varmayan bir anlatış özelliği. İçsel söyleyişlerden başka yerlere pek yakışmaz.
AŞIRI = (aşırı nedir; aşırı ne demek; aşırı İngilizcesi) Hayvanları sulamak için yapılmış, yağmur suyu ile dolan orta büyüklükte havuz.
AŞIRI = (aşırı nedir; aşırı ne demek; aşırı İngilizcesi) Yaramaz, azgın (çocuk için).
aşırı = fâhiş [Türkçe - Osmanlıca]
aşırı = fart [Türkçe - Osmanlıca]
aşırı = müfrit [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words