İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2502 ACUTE = ['ıkyu: t] adjective
1 zeki, keskin * eşanlamlı : sharp, keen, quick, intelligent * karşıtanlamlı : insensitive, dull
İngilizce örnek : Dogs have an acute sense of smell.
Türkçe çevirisi : Köpeklerin keskin bir koku duyusu vardır.
2 şiddetli, ağır * eşanlamlı : severe, piercing
İngilizce örnek : I guess the baby is coming because the woman's labour pains are acute.
Türkçe çevirisi : Sanırım bebek geliyor çünkü kadının doğum sancıları şiddetli.
3 (hastalık) ağır, ivegen * karşıtanlamlı : chronic
ilgili sözler / related words