dert
Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1157ana kullanım
argo deyim
deyim
isim / noun
dert = ağrı [eski terim - öz Türkçe]
dert = kaygı [eski terim - öz Türkçe]
dert = tasa [eski terim - öz Türkçe]
DERT = Birini sıkan veya üzen, çözmesi gereken veya çözemediği bir sorun: Dert bende, derman sende. / Derdim var dağlar kadar.
dert = berzah [Türkçe - Osmanlıca]
dert = derd [Türkçe - Osmanlıca]
dert = mihnet [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words
ağacı kurt insanı dert yer
ağacı kurt, insanı dert yer
asıl dert
aşk ağlatır dert söyletir
aşk ağlatır, dert söyletir
aynı dert insanın başına iki kez gelmez
başa gelmedik dert için ağıt yakılmaz
başına büyük dert açmak
başına dert açmak
başına dert almak
başına dert çıkarmak
başına dert etmek
başına dert olmak
bir sürü dert
bir şeyi dert etmek
bir yığın dert
birçok dert
birine dert yanmak
birinin başına dert açmak
birinin başına dert olmak
borç alan dert alır
borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
çok dert
derde dert katmak
derdi başına gelmeden dert etme
dert açmak
dert birer birer değil biner biner gelir
dert birer birer değil, biner biner gelir
dert çeken
dert çekmek
dert değil
dert dinleyici
dert dökmek
dert edinmek
dert etme
dert etme, her şey yoluna girecek
dert etme!
dert etmek
dert geliyor
dert köşesi
dert masalı
dert olan
dert olmak
dert ortağı
dert ortağı olmak
dert sahibi
dert vermek
dert yanmak
dert yüzü görmemek
gözünü mutlu et, kalbine dert girsin
içe dert
içine dert olan
içine dert olmak
insanı iş değil, dert yer
insanın başına dert açan şey
işte bütün dert burada
kadın dert ortağı
kendine dert etmek
mart çıkmadan dert çıkmaz
mart çıkmadıkça dert çıkmaz
olan dört bağlar, olmayan dert bağlar
para dert değil
paylaşılmış dert yarıya inmiş derttir
yüreğine dert olmak
