• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

kalkmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 308

deyim / idiom

fiil / verb

havacılık

iş dünyası

KALKMAK = (kalkmak nedir; kalkmak ne demek; kalkmak İngilizcesi) 1. Gitmek üzere yerinden ayrılmak: Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız. 2. (-den) Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak: «Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı.» -H. Z. Uşaklıgil. 3. (-den) Uyanarak yataktan ayrılmak: «İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım.» -Ö. Seyfettin. 4. Yukarı doğru yükselmek: Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar. 5. Taşıtlar yola çıkmak: Tren saat onda kalktı. 6. (-den) Uçmak, havalanmak: Uçak pistten kalktı. 7. Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak: «Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!» -O. C. Kaygılı. 8. (-e) Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak: At, art ayakları üzerine kalktı. 9. Kabarmak, ayrılmak: Masanın kaplaması kalktı. 10. Derlenip götürülmek: «Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil.» -M. Ş. Esendal. 11. Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek: Hasta bir haftaya kadar kalkar. 12. Varlığı, hayatı son bulmak: Halifelik kalktı. 13. (-den) Yok olmak, artık bulunmamak: Ortalıktan kar kalkınca... 14. (-e) Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek: «Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı.» -N. Cumalı. 15. Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak: Yasanın bu maddesi kalktı. 16. Uygulanmaz olmak: Sıkıyönetim kalktı. 17. Güncelliğini yitirmek: Bu âdet çoktan kalktı. 18. (-e) Bir durumdan başka bir duruma geçmek: Dörtnala kalkmak. Tırısa kalkmak. 19. (-den, -e) Başka yere gitmek, taşınmak: «O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı.» -N. Cumalı. 20. (-e) Ayakta beklemek: «Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun.» -F. R. Atay.

1: 0 ms