İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 901 BASE = [beys] noun
1 temel * eşanlamlı : foundation, stand, support, basis
2 taban; etek * eşanlamlı : bottom, foot
İngilizce örnek : The machine must rest on a firm base.
Türkçe çevirisi : Makine sağlam bir tabana oturtulmalıdır.
İngilizce örnek : At the base of the cliff was a sandy beach.
Türkçe çevirisi : Uçurumun dibinde kumlu bir plaj vardı.
3 esas * eşanlamlı : core, heart, essence
4 ask. üs * eşanlamlı : headquarters
İngilizce örnek : The company's base is in Shanghai.
Türkçe çevirisi : Şirketin üssü Şanghay’dadır.
5 mat. doğru, düzlem
6 kim. baz
İngilizce örnek : Bases change litmus paper to blue.
Türkçe çevirisi : Bazlar turnusol kâğıdını maviye çevirir.
7 dilb. kök, gövde
¤ adjective
1 aşağılık, alçak * eşanlamlı : low, mean, wicked, vile, bad, evil, ignoble * karşıtanlamlı : noble, virtuous
İngilizce örnek : He accused me of having base instincts.
Türkçe çevirisi : Beni adice içgüdülerim olmakla suçladı.
2 değersiz * eşanlamlı : worthless, cheap, poor, miserable, disgraceful, counterfeit * karşıtanlamlı : refined, valuable
¤ verb
1 (on) dayandırmak
İngilizce örnek : Germany's economy is based on industry.
Türkçe çevirisi : Almanya’nın ekonomisi endüstriye dayalıdır.
İngilizce örnek : That story is based upon an incident in the author's life.
Türkçe çevirisi : Hikâye, yazarın yaşamındaki bir olaya dayanmaktadır.
İngilizce örnek : This film is based on a book.
Türkçe çevirisi : Film bir kitaba dayanmaktadır.
İngilizce örnek : What do you base this belief on?
Türkçe çevirisi : Bu inancı neye dayandırıyorsun?
2 tesis etmek, kurmak
İngilizce örnek : The machine must be firmly based.
Türkçe çevirisi : Makine sağlam bir şekilde kurulmalı.
BASE: A location or facility used for military operations, aircraft operations, or as a starting point for flights.
ilgili sözler / related words