• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

asıl

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 645

ad / noun – figurative

bilişim

ruhbilim

sıfat / adjective – biology

tarım

teknik

asıl = asal [eski terim - öz Türkçe]

asıl = gerçek [eski terim - öz Türkçe]

asıl = gerçeklik [eski terim - öz Türkçe]

asıl = kaynak [eski terim - öz Türkçe]

asıl = kök [eski terim - öz Türkçe]

asıl = temel [eski terim - öz Türkçe]

asıl = esansiyal [öz Türkçe - eski terim]

asıl = orijinal [öz Türkçe - eski terim]

ASIL = (asıl nedir; asıl ne demek; asıl İngilizcesi) Ekin.

ASIL = (asıl nedir; asıl ne demek; asıl İngilizcesi) Yeniçeri ocağından olanların ulufelerini gösteren defterin özgün nüshası.

asıl = asl [Türkçe - Osmanlıca]

asıl = aslî [Türkçe - Osmanlıca]

asıl = esâs [Türkçe - Osmanlıca]

asıl = hüviyyet [Türkçe - Osmanlıca]

asıl = künh [Türkçe - Osmanlıca]

asıl = mahiyet [Türkçe - Osmanlıca]

asıl = üssülesâs [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

-i asıl branş olarak almak (üniversitede) adres-mektup birleştir asıl belgesi asıl ad asıl adres asıl akış asıl alacaklı asıl alt küme (ast küme) asıl amacına ulaşmak asıl amacından saptırmak asıl amaç asıl anahat asıl anahtar asıl anamal hisse senedi asıl anlam asıl anlamını kavramak asıl anod asıl başlığı sil asıl başlık asıl başvuru sahibi asıl başvuru sahibinin statüsünden kaynaklanan statü asıl belge asıl belge görünümü asıl belgeler asıl belirti asıl beyin asıl biçim asıl biçim birimi asıl bileşimdeki atomun yerini alan (atom/atom grubu) asıl biletin düzenlendiği tarih ve yer asıl binanın arkasındaki bina asıl borç asıl borçlu asıl boyut asıl branş asıl branş olarak almak (üniversitede) asıl çalapa asıl çeviri asıl davada maddelere ek olarak ortaya atılan yeni şikâyet maddesi asıl değer asıl deliller asıl deri asıl dert asıl dil asıl dinleyici kopyası asıl dinleyici kopyası düzeni asıl doküman asıl durdurucu tarafından durdurma asıl düğüm asıl düzeni asıl eğlence asıl etki asıl eylem asıl faaliyet dışı kâr asıl faaliyet dışı zarar asıl film asıl fiyat asıl frekans asıl gaye asıl gelir asıl gerçek asıl gerçeklik asıl gerekçe asıl gerekli şey asıl gereklilik asıl girdi asıl giriş asıl görev yeri asıl güçlüğü yenmek asıl güçlük budur! asıl güverte asıl hak asıl hakiki asıl hani asıl hani balığı asıl harekât üssü asıl hedefine ulaşmak asıl hikâye asıl hizmet değeri asıl hizmetler asıl hücre asıl ideal asıl isim asıl işe gelmek asıl işi ele almak asıl işinden başka bir işte de çalışma asıl işine ek olarak asıl işveren asıl itibariyle asıl kavramlar asıl kaynak asıl kısım asıl kimlik asıl kira sözleşmesi asıl komite asıl konudan ayrılmadan değişiklikler yapma asıl konudan kaçmak asıl konudan uzaklaşmak asıl konuya değinerek asıl konuya dönmek asıl konuya geçmek asıl konuya gelmek asıl konuyu bırakıp önemsiz işler üzerinde durmak asıl konuyu örtbas etmeye çalışmak asıl kopya asıl kovan asıl köşegen asıl kurbanın iyileşmesinin önceliği asıl kuvvet asıl maaş asıl mahkeme asıl mahkeme kaydının sureti asıl maksadı asıl maksat asıl malın yanında ek olarak satılan mal asıl malik asıl maliyet asıl maliyetler asıl manifesto asıl mesele asıl mesele şu ki asıl meseleye değinerek asıl meseleye gelmek asıl meslek dışındaki uğraş asıl meşçere asıl metin asıl metinde asıl mevduat asıl mevzisi asıl mevzu ne asıl mevzuya gel asıl mirasçıya pay vermeyen asıl muhabere sahası asıl muharebe hattı asıl muharebe hattı birlikleri bölgesi asıl muharebe sahası asıl mukavemet hattı asıl neden asıl nedeni olmak asıl nokta asıl normal asıl not düzeni asıl notlar asıl numune asıl nüfus asıl nüsha asıl olmayan asıl oturanlar asıl oyundan sonraki oyun asıl oyunun yanı sıra yapılan gösteri asıl öğe asıl öğeyi yeniden adlandır asıl ölçüm asıl önemlisi asıl örnek asıl örneklem asıl paragraf asıl parasal kaygı nedeni asıl patent asıl perde asıl pozisyon asıl problem şu ki asıl program asıl rant asıl renk asıl renkler asıl resim asıl sakinler asıl savunma mevzileri asıl sayı asıl sayılar asıl sebebini bulmak asıl sebep asıl senet asıl sıkıntıyı çekmek asıl sınıf asıl slayt asıl slaytı yeniden adlandır asıl sorumluluk asıl sorumlusu asıl sorun asıl sorun bu asıl sorun budur! asıl sorun şu ki asıl sorun ya da üzüntü asıl sorundan kaçmak asıl sorunu görememek asıl su içeriği asıl su miktarı asıl su muhtevası asıl su niceliği asıl su oranı asıl su yüzdesi asıl suç asıl suçlu asıl suret asıl suret veya kopya aslının aynı olan kopya asıl şey asıl şirket asıl taarruz asıl taarruz kuvveti asıl taaruz asıl tazminata ek olarak mahkemenin ceza olarak hükmettiği tazminat asıl tipe dönüş asıl toplantı yerine sığmayanların asıl travmayı açığa çıkarma asıl tüketici asıl uyarım asıl ücret asıl üye asıl üyeler asıl varlık asıl vazife asıl ve maddi delil asıl vurgu asıl ye asıl yerinde asıl yerinde bulunan asıl yerinde mülteciler asıl yerinden asıl yerli asıl yerliler asıl yöneticinin yokluğunda onun yerine bakan kişi asıl yük asıl yükü taşımak asıl yükünü taşımak asıl zilyetlik beyincik ve soğaniliği asıl beyine bağlayan sinir lifleri bir şeyin asıl tadı gittikten sonra ağızda hissedilen tat bir ülkenin asıl yerlisi dara ve asıl malın ağırlığı dikkati asıl konudan çeken bilgi vermek düşman asıl yığınağı en küçük asıl birim geminin asıl ana halatları hücre çekirdeğinin asıl maddesi içeriğini asıl sayfa dışında başka bir siteden alan çerçeve ikisi de asıl işin güç yanı asıl bu işin güç yanı asıl bu! konuşanın istemiyerek asıl düşüncelerini açıklaması matrisin asıl köşegen sadece asıl sözlükten şurdan burdan konuştuktan sonra asıl meseleyi görüşmek teferruat asıl şeyi takip eder ülkenin asıl yerlisi varoli köprüsü≡ beyincik ve soğaniliği asıl beyine bağlayan sinir lifleri

1: 1 ms