Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3213SADE = (sade nedir; sade ne demek; sade İngilizcesi) 1. Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz: «İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil.» - M. Ş. Esendal. 2. Şeker katılmamış (kahve): Sade kahve. 3. zf. (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece: «Sade, derenin iki tarafına sıralanan kavak ve ceviz ağaçlarını seyretmek bile insana sonsuz bir zevk veriyor.» - E. İ. Benice. 4. ed. Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım): «Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir.» - Y. K. Beyatlı.
SADE = (sade nedir; sade ne demek; sade İngilizcesi) Astarsız, tek kat elbise.
SADE = (sade nedir; sade ne demek; sade İngilizcesi) bk. tarih-i mühmel.
sade = arı [eski terim - öz Türkçe]
sade = düz [eski terim - öz Türkçe]
sade = yalın [eski terim - öz Türkçe]
sade = basît [Türkçe - Osmanlıca]
sade = mahz [Türkçe - Osmanlıca]