• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

single

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 434

ana kullanım 3

SINGLE = [singıl] adjective
1 tek, bir * eşanlamlı : lone, sole, one, only, solitary, singular
İngilizce örnek : At that tragic moment, there wasn't a single word spoken.
Türkçe çevirisi : O korkunç anda tek bir kelime edilmedi.
İngilizce örnek : Not a single game did they win all season.
Türkçe çevirisi : Bütün sezon tek bir maç kazanamadılar.
2 tek kişilik * eşanlamlı : individual * karşıtanlamlı : double
İngilizce örnek : I'd like to know how much a single room costs?
Türkçe çevirisi : Tek kişilik bir odanın kaç para olduğunu bilmek istiyorum.
3 bekâr * eşanlamlı : unmarried, unwed * karşıtanlamlı : married
İngilizce örnek : He's still single even though he's over forty.
Türkçe çevirisi : Kırkını aşmasına rağmen hâlâ bekâr.
İngilizce örnek : Is she still single? I thought she was going to get married last month.
Türkçe çevirisi : Hâlâ bekâr mı? Geçen ay evleneceğini sanıyordum.
¤ noun
1 BE. gidiş bileti
İngilizce örnek : Two singles to Antalya.
Türkçe çevirisi : Antalya’ya iki gidiş bileti lütfen.
2 45'lik plak
3 kon. tek kişilik oda
* single ticket = gidiş bileti
* single-handed = tek başına, yalnız
İngilizce örnek : He has broken the record for sailing round the world single-handed.
Türkçe çevirisi : Dünyayı tekneyle tek başına dolaşma rekoru kırdı.
* single-minded = azimli
İngilizce örnek : He is single-minded in succeeding.
Türkçe çevirisi : Başarmakta azimli.

1: 0 ms