Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 91bulmak = icat etmek [öz Türkçe - eski terim]
bulmak = keşfetmek [öz Türkçe - eski terim]
BULMAK = (bulmak nedir; bulmak ne demek; bulmak İngilizcesi) 1. Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak: «Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor.» -H. E. Adıvar. 2. Bir şeyi elde etmek. 3. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek: Paramı buldum. 4. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek: «Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum.» -S. F. Abasıyanık. 5. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. 6. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak: «Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım.» -Ö. Seyfettin. 7. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak: «Böylece yılın ortasını bulduk.» -R. H. Karay. 8. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak: «Ben de bunu akıllıca buldum.» -M. Ş. Esendal. 9. Seçmek: «Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor.» -H. E. Adıvar. 10. Sağlamak, temin etmek: «Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim.» -S. F. Abasıyanık. 11. (nsz) Cezaya uğramak: Eden bulur. 12. Hatırlamak: «Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?» -S. F. Abasıyanık.
BULMAK = (bulmak nedir; bulmak ne demek; bulmak İngilizcesi) Değmek, dokunmak (kayık).
ilgili sözler / related words