• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

blame

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 4553

BLAME = [bleym] verb
1 suçlamak, kınamak * eşanlamlı : condemn, reproach, criticize, find fault with, accuse
İngilizce örnek : Don't blame me for your own mistakes.
Türkçe çevirisi : Kendi hataların için beni suçlama.
İngilizce örnek : Bad workmen blame their tools.
Türkçe çevirisi : Kötü işçi aletini suçlar.
2 sorumlu tutmak * eşanlamlı : charge, hold responsible
İngilizce örnek : People are blaming the authorities for the gas shortage.
Türkçe çevirisi : Doğal gaz sıkıntısından halk yetkilileri sorumlu tutuyor.
¤ noun
1 suç * eşanlamlı : guilt, fault
İngilizce örnek : He murdered his wife and tried to lay the blame on someone else.
Türkçe çevirisi : Karısını öldürdü ve suçu başkasına atmaya çalıştı.
İngilizce örnek : He accepted the blame for the accident.
Türkçe çevirisi : Kazadaki suçunu kabul etti.
3 sorumluluk * eşanlamlı : responsibility
* be to blame (for sth) = suç –de olmak, … suçlu olmak
İngilizce örnek : Who is to blame for leaving the door open?
Türkçe çevirisi : Kapının açık kalmasında suç kimin?
İngilizce örnek : You're to blame for the children's bad behaviour. You spoil them.
Türkçe çevirisi : Çocukların kötü davranışlarından dolayı sen suçlusun. Onları sen şımartıyorsun.

ilgili sözler / related words

1: 7 ms