• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

varmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 531

denizcilik

VARMAK = (varmak nedir; varmak ne demek; varmak İngilizcesi) 1. Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak: «Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne?» -İ. Özel. 2. Belli bir duruma veya düzeye gelmek: Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı. 3. Hoş olmayan bir sona ermek: «Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun.» -P. Safa. 4. Bir şeyi iyice anlamak veya duymak: Tadına varmak. Sırrına varmak. 5. (-i) Acımadan, çekinmeden yapmak: Eli varmak. Dili varmak. 6. Kadın, evlenmek: «Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya» -A. M. Dranas. 7. Bir durumdan başka duruma geçmek: Secdeye varmak. Uykuya varmak.

VARMAK = (varmak nedir; varmak ne demek; varmak İngilizcesi) 1. Geçmek, maziye karışmak. 2. Gitmek, yürümek. 3. Yok olmak, zail olmak. 4. Hücum etmek.

VARMAK = (varmak nedir; varmak ne demek; varmak İngilizcesi) 1. Gitmek. 2. Gelmek. 3. Yetişmek, ulaşmak, yanaşmak: Guyunun dibine vardı.

VARMAK = (varmak nedir; varmak ne demek; varmak İngilizcesi) Evlenmek.

VARMAK = (varmak nedir; varmak ne demek; varmak İngilizcesi) Yetişmek.

varmak = intikal etmek [öz Türkçe - eski terim]

varmak = bâliğ olmak [Türkçe - Osmanlıca]

varmak = muvâsalat etmek [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms