İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1456 JOINT = [coynt] noun
1 eklem; ek yeri * eşanlamlı : junction, connection, link, seam
İngilizce örnek : The joints are soldered.
Türkçe çevirisi : Ek yerleri lehimlidir.
İngilizce örnek : Rust will eat into the joints.
Türkçe çevirisi : Pas ek yerlerini aşındırır.
2 (kol, but gibi büyük) et parçası
İngilizce örnek : She is roasting a joint of beef.
Türkçe çevirisi : Sığır eti parçasını (fırında) pişiriyor.
¤ adjective
ortak, birleşik * eşanlamlı : common, shared, mutual, combined, collective, united * karşıtanlamlı : divided
İngilizce örnek : We must take a joint decision.
Türkçe çevirisi : Ortak bir karar almalıyız.