Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 743UYMAK = (uymak nedir; uymak ne demek; uymak İngilizcesi) 1. Çatmak, kavga başlatmak. 2. Kötü bir söz ya da davranışa, benzer biçimde karşılık vermek.
UYMAK = (uymak nedir; uymak ne demek; uymak İngilizcesi) 1. Ölçüleri birbirini tutmak: Ayakkabı ayağına iyi uydu. 2. Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek: Kravat ceketine uymuş. 3. Zevke, anlayışa uygun düşmek: Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor. 4. Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek: «Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın.» -P. Safa. 5. Bağlı kalmak, tabi olmak: Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı. 6. Uygun düşmek, münasip olmak: «Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir.» -H. C. Yalçın.
UYMAK = (uymak nedir; uymak ne demek; uymak İngilizcesi) Çatmak, sataşmak.
UYMAK = (uymak nedir; uymak ne demek; uymak İngilizcesi) Denk gelmek, uygun gelmek: Bazarlık uymadı.
UYMAK = (uymak nedir; uymak ne demek; uymak İngilizcesi) Kız, erkekle kaçmak.
uymak = adapte olmak [öz Türkçe - eski terim]
uymak = intibak etmek [öz Türkçe - eski terim]
uymak = itaat etmek [öz Türkçe - eski terim]
uymak = riayet etmek [öz Türkçe - eski terim]
uymak = tabi olmak [öz Türkçe - eski terim]
uymak = icâbet etmek [Türkçe - Osmanlıca]
uymak = iktidâ etmek [Türkçe - Osmanlıca]
uymak = itâat etmek [Türkçe - Osmanlıca]
uymak = ittibâ etmek [Türkçe - Osmanlıca]
uymak = muktedî olmak [Türkçe - Osmanlıca]
uymak = riâyet etmek [Türkçe - Osmanlıca]
uymak = tetâbuk etmek [Türkçe - Osmanlıca]