• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

yarık

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 7917

yarık = bifid [öz Türkçe - eski terim]

yarık = cleft [öz Türkçe - eski terim]

yarık = fissür [öz Türkçe - eski terim]

yarık = hiatus [öz Türkçe - eski terim]

yarık = hiyatus [öz Türkçe - eski terim]

yarık = kleft [öz Türkçe - eski terim]

yarık = split [öz Türkçe - eski terim]

yarık = ferc [Türkçe - Osmanlıca]

yarık = menfez [Türkçe - Osmanlıca]

yarık = rahne [Türkçe - Osmanlıca]

yarık = şakk [Türkçe - Osmanlıca]

yarık = şikâf [Türkçe - Osmanlıca]

YARIK
1.
* Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak
2.
* İnce bir çizgi durumunda açılmış yara
3. fizik
* Kimi ışık deneylerinde gerekli dar uzun kesitli bir demet elde etmek için kullanılan ince aralık.
* Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik.
* Irakgörürlerin içinde bulunduğu kubbenin gözlem için açılabilen parçası; bir alan üzerinde açılan şerit biçimindeki boşluk.
4. hekimlik
* Çatlak.
* Herhangi bir organ veya oluşum üzerindeki uzunlamasına seyir gösteren açıklık, kleft.
* Bir organı loblara bölen derin çukurlar ya da oluklar.
5. yerbilim
* Kırık bir kayacın parçaları arasında, kayma devimi olmadan, 1 mm.den çok aralık gösteren kırık.
6 madencilik
* Kazı alanının alt bölmesinde açılan oluk.
* Kazılan kayanın altında yarılma düzlemine koşut olarak açılan kertik.
* Kömür kazılarında kolaylık sağlamak ereğiyle, tavan ya da tabana düşey, yerine göre de dikey olarak açılan yarma.
7. metalbilim
Metal yüzeyde yarılmanın olduğu yer.
8
* Üstünde et kıyılan ağaç, odun yarılan kütük.
9.
* Kötü yolda kadın.
10
* Ay ışığı.
11
* Zırh.
12. mecaz
* Anlaşmazlık
13. sıfat
* Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş.

1: 0 ms