Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 16810boğum = ganglion [öz Türkçe - eski terim]
boğum = mafsal [öz Türkçe - eski terim]
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) 1. Boğulmuş, sıkılmış yer. 2. Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü: «Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti.» -Ö. Seyfettin. 3. anat. İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer: Lenf boğumları. Sinir boğumları.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) 1. Pastırmacılıkta bir çift sucuk. 2. Halka.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) Başak tutmaya başlamış ekin.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) Bir durur dalganın sıfır noktaları.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) bk. düğüm.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) Bohça.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) Durağan dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalar.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) Ökçe.
BOĞUM = (boğum nedir; boğum ne demek; boğum İngilizcesi) Yaprakların gövde üzerinde bağlı oldukları yer. Nodyum.
boğum = bend [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words