Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1657boğmak = gark etmek [öz Türkçe - eski terim]
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) (-i) 1. Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek: «Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak. 3. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek. 4. Renkler uygun düşmemek: Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş. 5. mec. Silik bir duruma getirmek, bastırmak: «Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum.» -R. H. Karay. 6. (-e) mec. Tamamıyla kaplamak, sarmak: «Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu.» -M. Yesari. 7. (-i, -e) mec. Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak: «Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu.» -O. Kemal. 8. (-i, -e) mec. Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak: «Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar.» -H. Taner. 9. mec. Gelişmesine engel olmak. 10. (nsz) mec. Bunaltmak: «Daha sıcak basmamıştı; güneş henüz yakmıyor, hava daha boğmuyordu.» -R. H. Karay.
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) 1. Düğüm, boğum. 2. Hayvanların boyunlarına takılan halka. 3. Gerdanlık. 4. Boğum, kas, iki tarafı boğulmuş küçük bir parça. 5. Parmak boğumu.
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) a. Boğum yeri.
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) Ağaç kütüklerini enine parçalamak.
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) Gerdanlık, kolye.
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) Sağnak, şiddetli yağmur.
BOĞMAK = (boğmak nedir; boğmak ne demek; boğmak İngilizcesi) Torba, kese, çuval gibi şeylerin ağzını bağlamak.
ilgili sözler / related words