• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

dürüst

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 3304

iş dünyası

dürüst = doğru [eski terim - öz Türkçe]

dürüst = güvenilir [eski terim - öz Türkçe]

DÜRÜST = (dürüst nedir; dürüst ne demek; dürüst İngilizcesi) 1. Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse): «Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır.» - N. F. Kısakürek. 2. mec. Kurallara uygun, yanlışsız: «İyi giyinmek her zaman dürüst bir zevk ifade etmez.» - H. E. Adıvar.

dürüst = doğru [Osmanlıca - Türkçe]

dürüst = sağlıklı [Osmanlıca - Türkçe]

dürüst = tam [Osmanlıca - Türkçe]

ilgili sözler / related words

-e dürüst davranmak -e karşı dürüst davranmak açık ve dürüst açık ve dürüst olmak açık, dürüst genel seçimler âdil ve dürüst bir biçimde adil ve dürüst olmak ahlak bakımından dürüst bir işi kurallara uygun olarak dürüst biçimde yapmak bir işi yapacaksan doğru dürüst yap birine dürüst davranmamak birine karşı dürüst olmak borsada dürüst olmayan değerli menkul kıymetler işlemlerini önleyen yasalar çok dürüst doğru dürüst doğru dürüst çalışmayan doğru dürüst düşünemez halde olmak doğru dürüst konuşmak doğru ve dürüst doğru ve dürüst olmak doymaz göze dürüst kalp yaraşmaz dürüst açık dürüst adam dürüst anlaşma dürüst aracı dürüst araçlar dürüst biçimde dürüst bir biçimde dürüst bir değişim dolandırıcılık değildir dürüst bir şekilde dürüst davranış dürüst davranma dürüst davranmak dürüst davranmamak dürüst değil dürüst görünen kimse dürüst görünen/yapmacık kimse dürüst hareket dürüst hareket etmek dürüst iş dürüst işler dürüst kimse dürüst kişiler genç ölür dürüst kullanım dürüst muamele dürüst namuslu dürüst olarak dürüst olmak dürüst olmak gerekirse dürüst olmama dürüst olmayan dürüst olmayan iş dürüst olmayan ya da doğrudan yolları kullanarak dürüst oyun elmas gibidir dürüst pazarlık dürüst rekabet dürüst reklamcılık dürüst şekilde dürüst ticaret dürüst ticaret yasası dürüst ticaretle ilgili dürüst vasıtalar dürüst ve gayretli hizmet dürüst ve insaflı pazarlık dürüst ve insaflı pazarlık veya muamele dürüst ve kurallara göre dürüst ve namuslu kimse dürüst ve onurlu davranmak dürüst ve şerefli bir yaşam sürmek dürüst ya da samimi adam dürüst yargılama dürüst yolla kazanmak dürüst yollar dürüst yollarla dürüst zihniyetle düşündüğünü doğru dürüst ifade edemeyen (şahıs) işini doğru dürüst yapmamak işverenin çalışanlarına adil ve dürüst davranması karşı dürüst davranmak kendine karşı dürüst olmak lavabom doğru dürüst akıtmıyor lütfen dürüst olun! sana karşı dürüst olabilir miyim sana karşı dürüst olacağım sana karşı dürüst olmam gerekirse size karşı dürüst olmam gerekirse son derece dürüst soykırımda yahudi olmayan dürüst kişiler şüphe uyandırmayacak kadar dürüst yavaş ve dürüst ilerleyen yol alır yırtık bir ceket, dürüst bir insanın sırtında olabilir

1: 7 ms