• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

honest

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 3406

HONEST = ['onist] adjective
1 dürüst, namuslu * eşanlamlı : trustworthy, trusty, truthful, upright, law-abiding, honourable, fair, just, lawful * karşıtanlamlı : dishonest
İngilizce örnek : He is a good, honest man.
Türkçe çevirisi : İyi, dürüst bir adamdır.
İngilizce örnek : He had an honest face, so I believed what he said.
Türkçe çevirisi : Dürüst (görünen) bir yüzü vardı, bu yüzden söylediği şeye inandım.
İngilizce örnek : I didn’t give my honest opinion when she asked if I liked her new hairdo.
Türkçe çevirisi : Yeni saç modelini beğenip beğenmediğimi sorduğu zaman dürüst (gerçek) fikrimi söylemedim.
2 içten, açık kalpli * eşanlamlı : candid, frank, sincere, open, frank
İngilizce örnek : I don't believe that the Minister is honest with people.
Türkçe çevirisi : Bakanın insanlara karşı açık kalpli olduğuna inanmıyorum.
* to be honest = dürüst olmak gerekirse, açık konuşmak gerekirse
İngilizce örnek : To be honest, we'll all be quite relieved if he doesn't come to the meeting.
Türkçe çevirisi : Dürüst olmak gerekirse o toplantıya gelmezse bayağı rahat ederiz.

1: 0 ms