• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

handle

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2956

ad / noun – denizcilik

ad / noun – mimarlık

ad / noun – okçuluk

ad / noun – ormancılık

ad / noun – technical

ad / noun – teknik

ad / noun – textiles

HANDLE = ['hendıl] noun
sap, kulp, kol * eşanlamlı : knob, grip, crank, hilt
İngilizce örnek : Lift the suitcase by the handle.
Türkçe çevirisi : Bavulu kulpundan tut.
İngilizce örnek : She broke the handle of the cup.
Türkçe çevirisi : Fincanın kulpunu kırdı.
İngilizce örnek : The handle is broken, and so the door swings open.
Türkçe çevirisi : Kolu arızalı, bu yüzden kapı kendiliğinden açılıyor.
İngilizce örnek : The door will not open unless you turn the handle.
Türkçe çevirisi : Kolunu çevirmedikçe kapı açılmaz.
¤ verb
1 el sürmek, ellemek; elden geçirmek * eşanlamlı : touch, finger, hold
İngilizce örnek : Please handle the goods with great care.
Türkçe çevirisi : Lütfen malları büyük itina ile elden geçirin.
İngilizce örnek : Please handle the piano with care.
Türkçe çevirisi : Lütfen piyanoya dokunduğunuz zaman dikkat edin.
İngilizce örnek : These machines should be handled with great care.
Türkçe çevirisi : Bu makinelere dikkatle dokunmak gerekir.
2 idare etmek, ilgilenmek, başa çıkmak * eşanlamlı : manage, manipulate, operate, direct, administer
İngilizce örnek : Erguvan handled all of our travel arrangements.
Türkçe çevirisi : Bütün seyahat ayarlamalarımızla Erguvan ilgilendi.
İngilizce örnek : There is too much work, I cannot handle it all on my own.
Türkçe çevirisi : Çok fazla iş var, tek başıma hepsiyle başa çıkamıyorum.

1: 0 ms