Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 244TAŞIMAK = (taşımak nedir; taşımak ne demek; taşımak İngilizcesi) 1. Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek: «Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı.» -S. F. Abasıyanık. 2. Üstünde bulundurmak: «Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı.» -Y. K. Beyatlı. 3. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek: «Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur.» -S. Birsel. 4. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak. 5. (nsz) Giymek: «Devlet üniforması taşıyordu.» -H. Taner. 6. mec. Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak: «İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler.» -İ. Özel. 7. mec. Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek. 8. (nsz) mec. Duymak, hissetmek: «İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar.» -T. Dursun K.
taşımak = mücehhez olmak [öz Türkçe - eski terim]
taşımak = nakletmek [öz Türkçe - eski terim]
taşımak = hâmil olmak [Türkçe - Osmanlıca]
taşımak = nakletmek [Türkçe - Osmanlıca]