• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

kıvırmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 19392

KIVIRMAK = (kıvırmak nedir; kıvırmak ne demek; kıvırmak İngilizcesi) 1. Herhangi bir şeyi bükmek: «Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi.» -H. R. Gürpınar. 2. Kenarından katlamak. 3. Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek. 4. Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek. 5. Uydurup söylemek: Gene yalanları kıvırmaya başladı. 6. (-e) Sapmak: Araba birdenbire sağa kıvırdı. 7. (nsz) Yapmak istememek, yan çizmek. 8. (nsz) mec. Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek: «Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pekâlâ kıvıracağa benziyordu.» -T. Buğra. 9. argo Dolandırmak: «Peki bu kız, zarar ziyan hesabının federasyona üç misli gösterilip Zühtü'nün düğün parasını kıvırdığını bilmez mi?» -E. Işınsu.

KIVIRMAK = (kıvırmak nedir; kıvırmak ne demek; kıvırmak İngilizcesi) Aşırmak, çalmak.

1: 0 ms