atlatmak
Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5512ana kullanım
deyim
ATLATMAK = (atlatmak nedir; atlatmak ne demek; atlatmak İngilizcesi) 1. Atlama işini yaptırmak. 2. Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak. 3. mec. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak: «Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık.» -T. Buğra. 4. mec. Görüşmek, konuşmaktan kaçmak. 5. mec. Savsaklamak. 6. mec. Aldatmak: «Onları da ara sıra atlatanlar bulunur.» -H. R. Gürpınar.
ATLATMAK = (atlatmak nedir; atlatmak ne demek; atlatmak İngilizcesi) Aklını kaybetmek.
ilgili sözler / related words
-i atlatmak
ata bir engeli atlatmak
atı bir yerden atlatmak
atı setten atlatmak
atlatmak (alacaklıyı)
atlatmak (fırtına, güçlük, vb.'yi)
atlatmak (hastalığı)
atlatmak (tehlikeli bir durumdan)
atlatmak (üzerinden)
badireyi atlatmak
başarıyla atlatmak
belayı atlatmak
bir durumu atlatmak
bir fırtınayı atlatmak
bir tehlikeyi atlatmak
bir tehlikeyi dar atlatmak
birini atlatmak
dar atlatmak
dertsiz belasız atlatmak
diğer gazeteleri atlatmak
elle atlatmak
en zor dönemi atlatmak
fırtına vs yi kazasız belasız atlatmak
fırtınayı atlatmak
güçbela atlatmak
gülerek geçiştirmek veya atlatmak
haber atlatmak
haber atlatmak (gazetecilikte)
haberde atlatmak
hafif atlatmak
kaçamak cevaplarla atlatmak
kaçamaklı cevapla atlatmak
kazasız belasız atlatmak
kışı atlatmak
kritik noktayı atlatmak
krizi atlatmak
müşkülü atlatmak
rakibi atlatmak (gazetecilikte)
rakip gazeteleri atlatmak
satır atlatmak
seni atlatmak istemem
sıkıntıyı atlatmak
taşıt tutmasını atlatmak
tehlikeyi atlatmak
terleyerek atlatmak
ucuz atlatmak
uçuş yorgunluğunu atlatmak
vartayı atlatmak
yakalanmadan atlatmak
yolculuk tutmasını atlatmak
zaman farkından rahatsızlığını atlatmak
zaman kazanmak için bir takım bahanelerle atlatmak
zaman kazanmak için birtakım bahanelerle atlatmak
