• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

weather

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2205

WEATHER = ['wedı] noun
hava
İngilizce örnek : The weather will be much cooler at the weekend.
Türkçe çevirisi : Hava hafta sonunda çok daha serin olacak.
İngilizce örnek : The weather's clearing up.
Türkçe çevirisi : Hava düzeliyor.
İngilizce örnek : The weather here is very changeable.
Türkçe çevirisi : Buradaki hava çok değişken.
İngilizce örnek : What's the weather like?
Türkçe çevirisi : Hava nasıl?
İngilizce örnek : We decided not to go shopping for the weather was very bad.
Türkçe çevirisi : Alışverişe gitmemeye karar verdik zira hava kötüydü.
İngilizce örnek : The weather was terrible; therefore, we decided to cancel the picnic.
Türkçe çevirisi : Hava kötüydü, bu yüzden pikniği ertelemeye karar verdik.
İngilizce örnek : Our picnic was spoilt by bad weather.
Türkçe çevirisi : Pikniğimiz kötü hava tarafından bozuldu.
¤ verb
1 (fırtına, güçlük, vb'yi) atlatmak, savuşturmak
İngilizce örnek : To everyone's relief, the Government weathered the storm.
Türkçe çevirisi : Herkes için rahatlatıcı oldu ki Hükümet fırtınayı atlattı.
2 soldurmak, aşındırmak
3 solmak, aşınmak
* weather forecast = hava raporu, hava tahmini
İngilizce örnek : The sailor is listening to the weather forecast on the radio.
Türkçe çevirisi : Denizci radyodan hava raporunu dinliyor.

WEATHER = (weather nedir; weather Türkçesi) Yaşam ve insan aktiviteleri üzerindeki etkisini de göz önüne almak koşuluyla belli bir zamanda atmosferin hali. Hava denilince insan aklına uzun dönem yani iklimsel değişimler değil atmosferdeki kısa dönemde olabilecek değişimler gelir. Günlük kullanımda hava kelimesi, gökyüzünün açık olması, bulutluluk, nem, yağış, sıcaklık, görüş ve rüzgâr yerine kullanılan bir kelimedir.

WEATHER = The state of the atmosphere at a given time and place, including temperature, humidity, wind speed, and precipitation.

1: 0 ms