kick
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 9688ana kullanım 1
ana kullanım 2
KICK = [kik] verb
1 tekmelemek, tekme atmak
İngilizce örnek : He kicked him in the stomach.
Türkçe çevirisi : Onun karnına tekme attı.
İngilizce örnek : The footballer kicked the ball angrily.
Türkçe çevirisi : Futbolcu topa kızgın bir şekilde vurdu.
İngilizce örnek : He kicked the ball into the goal.
Türkçe çevirisi : Topu kaleye vurdu. (Topa vurarak kaleye gönderdi.)
İngilizce örnek : He kicked the ball but it bounced off the post.
Türkçe çevirisi : Topa vurdu ama top kale direğinden sekti.
İngilizce örnek : The goalie kicked the ball to midfield.
Türkçe çevirisi : Kaleci topu orta sahaya vurdu (attı).
2 ayaklarını oynatmak, tepinmek
3 çifte atmak
¤ noun
1 tekme
İngilizce örnek : He gave the ball a kick.
Türkçe çevirisi : Topa bir tekme attı.
2 kon. heyecan, coşku
* kick off = (futbol) maça başlamak, başlatmak
İngilizce örnek : Which team kicked off?
Türkçe çevirisi : Maça hangi takım başladı?
* kick out = kovmak, defetmek
* free kick = frikik
İngilizce örnek : The referee gave a free kick for a foul on the goalie.
Türkçe çevirisi : Hakem kaleciye faulden bir frikik verdi.
