Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 698SEYRETMEK = (seyretmek nedir; seyretmek ne demek; seyretmek İngilizcesi) 1. Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak: «Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu.» - = İ. O. Anar. 2. (-i) = Bir olaya karışmadan bakmak: «Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş olduğu çocuklu tazenin kocasıyla buluşmasını seyrediyordu.» - = H. E. Adıvar. 3. Eğlenmek, görmek, öğrenmek vb. için bakmak, izlemek: «Ben, çok güzel bir şey seyrediyorsam tiyatroda, daha ne kadar sürecek piyes diye aklıma getirmem.» - = N. Hikmet. 4. Taşıt, ilerlemek, yol almak. 5. Hastalık vb. sürmek, devam etmek: «Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu.» - = E. Şafak.
SEYRETMEK = (seyretmek nedir; seyretmek ne demek; seyretmek İngilizcesi) Aralamak, seyreltmek.
seyretmek = izlemek [eski terim - öz Türkçe]
seyretmek = temâşâ etmek [Türkçe - Osmanlıca]