• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

watch

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1924

bilim teknik

WATCH = [woç] verb
1 seyretmek, izlemek * eşanlamlı : view, observe, regard, look at, notice
İngilizce örnek : She is watching TV.
Türkçe çevirisi : Televizyon izliyor.
İngilizce örnek : We were watching a film.
Türkçe çevirisi : Bir film izliyorduk.
İngilizce örnek : My father is watching a football match on TV.
Türkçe çevirisi : Babam televizyonda futbol maçı izliyor.
İngilizce örnek : She fell asleep while she was watching the film.
Türkçe çevirisi : Filmi izlerken uykuya daldı.
İngilizce örnek : Do you want to watch a DVD?
Türkçe çevirisi : DVD izlemek ister misin?
İngilizce örnek : He watched her carefully to learn how to do it.
Türkçe çevirisi : Onun nasıl yapılacağını öğrenmek için onu dikkatle izledi.
İngilizce örnek : I stood on the bridge and watched the boats passing by.
Türkçe çevirisi : Köprünün üstünde durdum ve geçen gemileri seyrettim.
2 göz kulak olmak * eşanlamlı : look after, take care of, guard, protect
İngilizce örnek : Can you watch the baby a minute? I'll be right back.
Türkçe çevirisi : Bir dakika bebeğe göz kulak olur musun? Hemen döneceğim (dönerim).
3 beklemek
4 dikkat etmek * eşanlamlı : be careful, pay attention
5 gözetlemek
¤ noun
1 kol saati; cep saati * eşanlamlı : wristwatch
İngilizce örnek : I lost my watch.
Türkçe çevirisi : Saatimi kaybettim.
İngilizce örnek : Is your watch made of gold?
Türkçe çevirisi : Saatin altın mı?
2 gözetleme * eşanlamlı : observation
3 nöbet * eşanlamlı : vigil, shift, patrol
4 nöbetçi, bekçi * eşanlamlı : guard, sentinel, watchman
5 nöbetçilik
* be on the watch = tetikte olmak, kulak kesilmek; nöbette olmak
İngilizce örnek : The nurse is taking his temperature regularly and is on the watch for any sudden changes.
Türkçe çevirisi : Hemşire onun ateşini düzenli olarak ölçüyor, ve herhangi bir ani değişiklik için tetikte.
İngilizce örnek : You should always be on the watch for that kind of mistake.
Türkçe çevirisi : Bu tür hatalara karşı daima uyanık olmalısın.
* watch for = beklemek, kollamak
* watch out (for) = kon. dikkat etmek
İngilizce örnek : Watch out when crossing the street.
Türkçe çevirisi : Caddenin karşısına geçerken dikkatli ol.

WATCH = (watch nedir; watch Türkçesi) Kuvvetli kar yağışı, kış fırtınaları, yağış veya ırmak taşkınları, kuvvetli oraj ve tornado gibi tehlike yaratan veya hasara neden olabilecek kuvvetli hava olaylarının ilerleyişi ve hareketi ile yaratabileceği tehlikeler konusunda kamuoyunu uyarmak, onların tedbir almalarını sağlamak amacıyla yayınlanan tahminler.

1: 0 ms