• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

shoot

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 5435

denizcilik

SHOOT = [şu: t] verb
shot [şot]
1 ateş etmek * eşanlamlı : fire, discharge, explode
İngilizce örnek : Don't shoot!
Türkçe çevirisi : Ateş etmeyin!
2 (silahla) vurmak * eşanlamlı : hit, wound, kill
İngilizce örnek : One of the demonstrators were shot dead by the police.
Türkçe çevirisi : Göstericilerden biri polis tarafından vurularak öldürüldü.
İngilizce örnek : He tried to shoot the bird but missed.
Türkçe çevirisi : Kuşu vurmaya çalıştı ama ıskaladı.
İngilizce örnek : I saw him shoot her dead.
Türkçe çevirisi : Kadını vurup öldürdüğünü gördüm.
3 filme almak, çekmek
İngilizce örnek : The film was shot in Istanbul.
Türkçe çevirisi : Film İstanbul’da çekildi.
4 sp. şut çekmek
İngilizce örnek : He shot at goal but missed.
Türkçe çevirisi : Bir şut çekti ama ıskaladı.
5 filizlenmek, sürmek * eşanlamlı : germinate, sprout, bud
6 fırlamak, aniden gitmek
İngilizce örnek : He shout of the room.
Türkçe çevirisi : Odadan fırladı.
¤ noun
1 bitk. filiz, sürgün * eşanlamlı : sproud, bud, burgeon, branch, twig
2 atış
3 av alanı
* shoot sth down = (uçak vb.) düşürmek
İngilizce örnek : Several enemy planes were shot down.
Türkçe çevirisi : Birkaç düşman uçağı düşürüldü.
* shoot out = aniden çıkmak, dışarı fırlamak
* shoot up = fırlamak
İngilizce örnek : Prices have shot up in the last few years.
Türkçe çevirisi : Son birkaç yıl içinde fiyatlar fırladı.
* shooting star = göktaşı

1: 0 ms