• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

sıkmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1918

eylem / verb – medical

fiil / verb

SIKMAK = (sıkmak nedir; sıkmak ne demek; sıkmak İngilizcesi) 1. Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak: «Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor.» -Ö. Seyfettin. 2. Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak: Limon sıkmak. Üzüm sıkmak. 3. Dar gelmek: «Belimi sıktı kemer» -Halk türküsü. 4. Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek: Yangına su sıkmak. 5. Silahla ateş etmek: «Küçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş.» -H. R. Gürpınar. 6. Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak: Çocuğu çok sıkıyorlar. 7. mec. Sıkıntı vermek: «... ihtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım.» -Ö. Seyfettin. 8. mec. Yalan söylemek.

1: 0 ms