Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5402FIŞKIRMAK = 1. Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak: «Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır.» -S. Birsel. 2. Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek: «Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!» -Y. Z. Ortaç. 3. mec. Bir şey bir yerde bol bol görülmek: «Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı.» -C. Meriç.
fışkırmak = feverân etmek [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words