Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3188DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) 1. Dizelerde, sesin ölçü birimlerine göre aralanabildiği yer. 2. (h.y.) Hece ölçüsünün bölümleri 4+4+3══ 11 ya da 6+5══11; 4+4 ══ 8 ya da 5+3══ 8 gibi. Her durakta sözcük bitmiş olur, böyle olmazsa o dizede durak yoktur. 3. Tekerlemelerde okunan koşalara ve ilâhilere verilen ad.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) 1. Durulacak, oturup dinlenilecek yer. 2. Okunan kitabın okunmasına ara verildiği yere konulan kâğıt parçası.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) 1. Konuşma sırasında bir düşünceden bir düşünceye, bir konudan başka bir konuya geçerken yapılan dereceli duraklama. Duraklama, yazıda satır başı, konuşmada ton derecelenmesi ile belli edilir. || 2. Kelimeler arasındaki anlamın gerekli kıldığı ses kesintisi: A! ne söyleyecektim? / unuttum işte. Bu gidişle / sen daha çok yıllar beklersin. Ee! / bu iş tamamlandı ya / artık / gönlünün dilediği yere gidebilirsin. Dur yolcu / Bilmeden gelip bastığın bu toprak / Bir Devrin battığı yerdir; / Eğil de kulak ver bu sessiz yığın / Bir vatan kalbimin attığı yerdir (N.H. Onan, Dur Yolcu, Ant., s. 922). Nedendir de / kömür gözlüm nedendir, / Şu geceler / benim uyumadığım, / Yaman derler / ayrılığın derdini / Ayrılık derdine doyamadığım (Karacaoğlan) vb. bk. ahenk durağı.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) 1. Tren, tramvay, otobüs, minibüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer: «İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm.» -S. F. Abasıyanık. 2. Çok sayıda taksinin bir arada çalıştığı ve bağlı olduğu işletme. 3. Kısa bir süre konaklanacak, durulacak yer: «Sonraki durağımız sebzeci Mecit'in dükkânıydı.» -A. Kulin. 4. db. Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi. 5. ed. Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri. 6. müz. Bir ölçü uzunluğunda susma. 7. esk. Cümle sonundaki nokta.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Avın önünü kesme.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Bir bilişim ağında, aralarında veri iletişimi yapılabilen uçlarla donatılmış konumlardan her biri.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Bir konuşma ya da tümce içinde susuşu getiren nokta.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) bk. Durgu.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Derli toplu, giydiğini yakıştıran (kimse).
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Dirlik, düzenlik, güvenlik.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Güney.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Konuşmada, anlamın gerektirdiği şekilde, sözcükler arasındaki ses kesintisi: Peki /sonra ne oldu?.; Ne dersiniz / gidelim mi?; E / ne yapalım? Kader, / elden ne gelir?, vb.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Kulakta ahenkli bir izlenim sağlamak için bir dizenin orta yerine doğru belli bir yerde bulunan ses aralığı, ki çoğu arka arkaya gelen iki anlam öbeğini de ayırmağa yarar. Dizenin ortasındaki durağa ORTA DURAK (Coupe médiane), sonundakine SONDALIK DURAK (Coupe finale) denir. Bu son durak arkadan gelen dizeye göre ele alınacak olursa ÖN DURAK (Coupe initiale) adını alır.
DURAK = (durak nedir; durak ne demek; durak İngilizcesi) Taştan yapılmış süzgeç.
durak = mevkif [Türkçe - Osmanlıca]
durak = vakfegâh [Türkçe - Osmanlıca]
DURAK = Kamu hizmeti yapan yolcu taşıtlarının yolcu veya hizmetlileri bindirmeleri, indirmeleri veya duraklamaları için yatay ve düşey işaretlerle belirlenmiş yerdir.
DURAK = Yazılarda ayet sonuna konan, kâğıda tezhîb sanatıyla özenle nakşedilen çok süslü bir işaret.
ilgili sözler / related words