İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 1519 STATION = ['steyşın] noun
1 istasyon, durak * eşanlamlı : stopping place, terminus
İngilizce örnek : We waited at the bus station for an hour.
Türkçe çevirisi : Otobüs durağında bir saat bekledik.
İngilizce örnek : What time did your train get to the station?
Türkçe çevirisi : Treniniz istasyona saat kaçta geldi?
İngilizce örnek : Let's go to the station and see them off.
Türkçe çevirisi : İstasyona gidip onları yolcu edelim.
İngilizce örnek : We met them at the railway station.
Türkçe çevirisi : Onlarla tren istasyonunda buluştuk.
2 yer * eşanlamlı : location, place, position
3 karakol, merkez * eşanlamlı : post
¤ verb
yerleştirmek, konuşlandırmak
İngilizce örnek : The troops were stationed on the northern frontier.
Türkçe çevirisi : Askerler kuzey sınırına yerleştirildi.
STATION = (station nedir; station Türkçesi) Meteorolojide, standart zamanda ve şekilde, düzenli olarak meteorolojik gözlemlerin yapıldığı yer. Sinoptik rasatların, klimatolojik rasatların, ürün rasatlarının, yağış ölçümlerinin, okyanus ve deniz gözlemlerinin yapıldığı değişik türde meteoroloji istasyonları vardır. Toplanacak bilginin çeşidine bağlı olarak, rasat saatleri, çalışma saatleri ve kullanılan meteorolojik aletler bir istasyondan diğerine farklılık gösterir.