Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 14300İN = (in nedir; in ne demek; in İngilizcesi) 1. Koyun pisliği. 2. Yaban hayvanlarının yuva edindikleri kovuk.
in = içeri [eski terim - öz Türkçe]
in = mağara [öz Türkçe - eski terim]
IN nasıl okunur, okunuşu /in/ ilgeç
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 6 IN = [in] preposition
1 içinde, içine, -de, -da, -e, -a
İngilizce örnek : He is in the garden.
Türkçe çevirisi : O bahçededir.
İngilizce örnek : He lives in Istanbul.
Türkçe çevirisi : O İstanbul’da yaşıyor.
İngilizce örnek : My pen is in my pencil case.
Türkçe çevirisi : Kalemim kalem kutumda.
İngilizce örnek : She works in a duty-free shop.
Türkçe çevirisi : Bir gümrüksüz satış mağazasında çalışıyor.
İngilizce örnek : Tom is in bed at home.
Türkçe çevirisi : Tom evde yatakta.
İngilizce örnek : Atatürk died in 1938.
Türkçe çevirisi : Atatürk 1938’de öldü.
2 giymiş
İngilizce örnek : She was dressed in blue.
Türkçe çevirisi : Mavi giymişti.
İngilizce örnek : My secretary is the girl in the red dress.
Türkçe çevirisi : Sekreterim, kırmızı elbiseli kızdır.
4 sonunda, sonra
İngilizce örnek : He should come in a few minutes.
Türkçe çevirisi : Birkaç dakika sonra gelmesi gerekir.
İngilizce örnek : The next bus comes in ten minutes.
Türkçe çevirisi : Bir sonraki otobüs on dakika sonra gelir.
İngilizce örnek : We're leaving in ten minutes.
Türkçe çevirisi : On dakika sonra gidiyoruz.
5 göre
6 bakımından
¤ adverb
1 içeriye, içeride
İngilizce örnek : Come in.
Türkçe çevirisi : İçeri gel.
İngilizce örnek : He opened the door of his car and got in.
Türkçe çevirisi : Arabasının kapısını açtı ve içeri girdi.
2 evde, işte, ofiste
İngilizce örnek : I stayed in all day.
Türkçe çevirisi : Bütün gün evde kaldım.
İngilizce örnek : If he were in, he'd answer the phone.
Türkçe çevirisi : Evde (işte) olsaydı telefona bakardı.
İngilizce örnek : I called his office but he wasn’t in.
Türkçe çevirisi : Bürosunu aradım ama büroda yoktu.
3 moda
4 iktidarda
* in all = topu topu, hepsi
* in that = 1 mademki
2 çünkü