• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

in

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 14300

İN = (in nedir; in ne demek; in İngilizcesi) 1. Koyun pisliği. 2. Yaban hayvanlarının yuva edindikleri kovuk.

in = içeri [eski terim - öz Türkçe]

in = mağara [öz Türkçe - eski terim]

IN nasıl okunur, okunuşu /in/ ilgeç

in

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 6

ana kullanım 05

ana kullanım 06

ana kullanım 07

ana kullanım 08

ana kullanım 09

ana kullanım 10

ana kullanım 11

ana kullanım 14

ana kullanım 15

ana kullanım 20

ana kullanım 23

ana kullanım 25

ana kullanım 26

ana kullanım 30

ana kullanım 31

ana kullanım 32

ana kullanım 33

kısaltma

kürek sporu

otobüs

IN = [in] preposition
1 içinde, içine, -de, -da, -e, -a
İngilizce örnek : He is in the garden.
Türkçe çevirisi : O bahçededir.
İngilizce örnek : He lives in Istanbul.
Türkçe çevirisi : O İstanbul’da yaşıyor.
İngilizce örnek : My pen is in my pencil case.
Türkçe çevirisi : Kalemim kalem kutumda.
İngilizce örnek : She works in a duty-free shop.
Türkçe çevirisi : Bir gümrüksüz satış mağazasında çalışıyor.
İngilizce örnek : Tom is in bed at home.
Türkçe çevirisi : Tom evde yatakta.
İngilizce örnek : Atatürk died in 1938.
Türkçe çevirisi : Atatürk 1938’de öldü.
2 giymiş
İngilizce örnek : She was dressed in blue.
Türkçe çevirisi : Mavi giymişti.
İngilizce örnek : My secretary is the girl in the red dress.
Türkçe çevirisi : Sekreterim, kırmızı elbiseli kızdır.
4 sonunda, sonra
İngilizce örnek : He should come in a few minutes.
Türkçe çevirisi : Birkaç dakika sonra gelmesi gerekir.
İngilizce örnek : The next bus comes in ten minutes.
Türkçe çevirisi : Bir sonraki otobüs on dakika sonra gelir.
İngilizce örnek : We're leaving in ten minutes.
Türkçe çevirisi : On dakika sonra gidiyoruz.
5 göre
6 bakımından
¤ adverb
1 içeriye, içeride
İngilizce örnek : Come in.
Türkçe çevirisi : İçeri gel.
İngilizce örnek : He opened the door of his car and got in.
Türkçe çevirisi : Arabasının kapısını açtı ve içeri girdi.
2 evde, işte, ofiste
İngilizce örnek : I stayed in all day.
Türkçe çevirisi : Bütün gün evde kaldım.
İngilizce örnek : If he were in, he'd answer the phone.
Türkçe çevirisi : Evde (işte) olsaydı telefona bakardı.
İngilizce örnek : I called his office but he wasn’t in.
Türkçe çevirisi : Bürosunu aradım ama büroda yoktu.
3 moda
4 iktidarda
* in all = topu topu, hepsi
* in that = 1 mademki
2 çünkü

1: 0 ms