house
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 192ad / noun 01
ad / noun 04
ad / noun 12
ad / noun 14
ad / noun 19 – universtiy
ad / noun 20 – politics
ad / noun 21 – commerce
HOUSE = [haus] noun
1 ev * eşanlamlı : dwelling, building, residence, home
İngilizce örnek : I am going over to Dursun’s house.
Türkçe çevirisi : Dursun’un evine gidiyorum.
İngilizce örnek : He is staying at Mustafa’s house.
Türkçe çevirisi : Mustafa’nın evinde kalıyor.
İngilizce örnek : My house is opposite the chemist's shop.
Türkçe çevirisi : Evim eczanenin karşısındadır.
İngilizce örnek : The house is in good condition.
Türkçe çevirisi : Ev iyi durumda.
İngilizce örnek : Tom's house was broken into last week.
Türkçe çevirisi : Tom’un evine geçen hafta hırsız girmiş.
İngilizce örnek : What street is your house on?
Türkçe çevirisi : Evin hangi caddede?
İngilizce örnek : Whose house was the party held at?
Türkçe çevirisi : Parti kimin evinde yapıldı?
2 meclis, kamara
¤ verb
barındırmak * eşanlamlı : accommodate, lodge, shelter
İngilizce örnek : The university houses most of its students in hostels.
Türkçe çevirisi : Üniversite, öğrencilerinin çoğunu lojmanlarda barındırır.
* house detective = özel dedektif
