• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

durumda

Türkçe - İngilizce

ana kullanım

ilgili sözler / related words

-cek durumda olmak -den ötürü daha iyi durumda olmak -den ötürü iyi durumda olmak -nin yüzünden daha kötü durumda olmak acınacak durumda acil bir durumda acil durumda acil durumda aranacak numaralar burada acil durumda butona basabilirsiniz acil durumda çalıştırma acil durumda çekilen bayrak acil durumda devreye giren soğutma sistemi acil durumda devreye giren su besleme acil durumda duruş acil durumda kimi aramam lazım acil durumda kullanma acil durumda talep edilen hizmet acil durumda uçağı suya indirmek acil durumda yapılacak işler acil durumda yardım etmek açlıktan ölecek durumda aklı çalışmaz durumda aksi bir durumda alacaklı durumda anlaşmış durumda artık dayanamayacak durumda asılı durumda askerliğe elverişli durumda olmayan askerlik yapabilir durumda ast durumda olma aşağı durumda ateş püskürür durumda avantajlı durumda avantajlı durumda olmak aynı durumda aynı durumda bulunmak aynı durumda olmak ayni durumda olmak azar işitecek durumda olmak bağımlı durumda olmak bakımsız bir durumda baskın durumda başlamış durumda batıda rüzgâr dinmiş durumda bayılmış durumda beklenen durumda beklenen veya istenilen durumda belirli bir durumda beklenen belirsiz durumda belli bir durumda belli bir durumda tutmak berbat bir durumda berbat durumda berbat durumda olmak beşinci durumda binaların iyi durumda olup olmadığına bakan kişi bir hastalık veya durumda kişinin yüz ifadesi bir şeyi yapacak durumda olmak birçok durumda birçok durumda olduğu gibi birine göre avantajlı bir durumda olmak birini zor duruma sokmak veya zor durumda bırakmak birinin bulunduğu durumda olmak bitkin durumda borcunu ödeyebilecek durumda borcunu ödeyecek durumda olan borçlarını ödeyebilecek durumda olan borçlarını ödeyemez durumda olan borçlu durumda böyle bir durumda böyle bir durumda kişi ne yapabilir? böylesi bir durumda bu durumda bu durumda atış yenilenir bu durumda denetle bu gibi bir durumda bu nazik durumda can çekişir durumda cezalandırılmış durumda cezayı hak etmiş durumda ciğerleri iyi durumda olmak çağrıyı cevapsız durumda bırakma çalışamayacak durumda olmak çalışır durumda çalışır durumda (makine) çalışır durumda bekleme kimlik çalışır durumda kalmak çalışır durumda olma çalışır durumda olmak çalışır durumda oluş çalışır durumda takçıkar aygıt tepsi simgesi çalışır durumda takçıkar aygıtı çalışmaz durumda çalıştırılabilir durumda çaresiz durumda çekilebilir durumda çevresini yadırgar durumda çoğu durumda çok daha iyi durumda çok gergin ve sinirli bir durumda çok iyi durumda çok iyi durumda olmak çok komik durumda idim! çok kötü durumda çok kötü durumda olmak çok kritik durumda çok meşgul durumda çok muhtaç durumda çok mutlu durumda çok nazik bir durumda bulunmak çok sefil bir durumda bulunmak çok tehlikeli bir durumda olmak çok zor bir durumda olmak çok zor durumda daha avantajlı durumda olmak daha elverişsiz durumda olmak (başkalarına oranla) daha iyi durumda daha iyi durumda olmak daha kötü durumda olmak daha zayıf bir durumda olmak daima yüzer durumda olmayan darlık içinde veya çok muhtaç durumda değişmeyip aynı durumda kalmak demarke durumda dezavantajlı durumda dezavantajlı durumda olmak dikey durumda dikey durumda perdövites dilenecek durumda olmak dirsekler dışa doğru bakar durumda doğal durumda yem doğayla bütünleşmiş durumda duraksamış durumda durmuş durumda olmak durumda etkin olmak durumda olmak durumda olmamak düz bir durumda düz durumda elektrolit çözelti halinde iken veya çözünmüş durumda bulunduğu zaman bir elektrik akımını ileten ve aynı zamanda bu akım tarafından ayrıştırılan bir bileşik eller belde ve dirsekler dışa bakar durumda elverişli bir durumda elverişsiz durumda olmak emir verecek durumda en iyi durumda en iyi durumda olmak en kötü durumda bile en kötü durumda bile neşesini kaybetmemek en uygun durumda bile en uygün durumda bile enterasan bir durumda eski ama iyi durumda olan eski durumda eski haline oranla çok harap durumda eskisinden daha kötü durumda olmak faal durumda fena durumda olmak foyasını çıkaracak durumda olmak gerçek değer bilinmediği bir durumda bir hizmet veya mala değer biçmek giyilecek durumda değil giyilmiş durumda görev yapamaz durumda görüldüğü durumda görünüşte iyi düzen ve durumda güç bir durumda güç durumda güç durumda bırakmak güç durumda kalmak güç durumda olan güç durumda olan kimseye yardım etmek güç durumda olmak güçlü kişiler zor durumda zayıflara nazaran daha çok zarar görebilir güreşçilerin oyun esnasında birbirlerine karşı sağladıkları avantajlı durumda süreyi tutup hesapladıktan sonra ortaya çıkan zaman avantajı güreşçinin avantajlı durumda olması halihazır durumda yatık mesafe harap durumda olmak hazır durumda her bir durumda her durumda her durumda ben kazanırım her durumda giyilebilen her durumda ödenecek ücret her durumda şu koşula bağlı olarak her hal ve durumda her iki durumda her iki durumda da herhangi bir durumda hiçbir durumda içkiyi bırakmış durumda ilerlemiş durumda ilginç bir durumda ilk müsait durumda inişe geçen uçağın piste paralel durumda olduğu son dört mil inişe geçen uçağın piste paralel durumda olduğu son dört mil (son yaklaşma) inişe geçmiş durumda insan içine çıkacak durumda olmamak istenilen durumda işinde oldukça ilerlemiş durumda olmak işlemez durumda işlemez durumda olmak işler durumda işler durumda olan iyi bir durumda iyi çalışır durumda iyi çalışır durumda olmak iyi durumda iyi durumda korumak iyi durumda olan iyi durumda olma iyi durumda olmak iyi durumda tutmak iyi işler durumda iyi koşullarda ve işler durumda kabataslak durumda kâr hissesi ödenmemiş durumda kâr payı ödenmiş durumda karar veremeyecek durumda kârlı durumda kârlı durumda bulunmak karmakarışık durumda olmak karşılaşmaya devam edemeyecek durumda olan karşılayamaz durumda katı durumda yayınımlı bağlama katı durumda yayınımlı bağlanma kazananın belirlenemediği durumda yapılan ilave yarışma keyifsiz durumda konuyu anlayacak durumda olmamak korunmalı ya da konforlu durumda olmak kötü bir durumda kötü durumda kötü durumda bırakmak kötü durumda bulunmak kötü durumda hayvan kötü durumda olan hat kötü durumda olmak kötü durumda yakalanmak kötü veya fakir durumda olan kötüler iyi durumda olur kritik durumda kritik durumda olmak kullanılamayacak durumda kullanılamaz durumda olmak kullanılmaz durumda kuru durumda kusacak durumda malesef bu durumda bir oran veremiyorum malesef dişiniz tedavi edilemeyecek kadar kötü durumda mallar alıcının gördüğü durumda menfi durumda meteliğe kurşun atar durumda mevcut durumda mücadele/yarışma sonunda hazır durumda mükemmel bir durumda mükemmel durumda müsait bir durumda müşkül durumda müşkül durumda bırakmak müşkül durumda kalmak müşkül durumda olmak nazik durumda ne durumda ne yapacağını bilemez durumda ne yapacağını bilmez durumda nispeten iyi durumda o durumda ofsayt durumda olumsuz bir durumda yapılabilenin en iyisini yapmak onarılacak durumda onarılamaz durumda orijinal durumda oturmuş durumda oturmuş durumda kalınız oturum açılmış durumda oturum açmış durumda öğrenilen soyut bilgilerin başka bir durumda kullanılması önceden ücretin kararlaştırılmadığı durumda yapılan iş veya verilen hizmet karşılığında ödenen makul ücret ötürü daha iyi durumda olmak ötürü iyi durumda olmak paraca sıkışık durumda paralel durumda parça nedeniyle çalışmaz durumda pek iyi durumda pek iyi durumda değil perişan durumda rakip takımlardan iki oyuncunun aynı anda topu sıkıca tutarak paylaşamamaları ve bu durumda hakemin bu iki oyuncu arasında hava atışı yapması rakiplerinden avantajlı durumda olmak rakiplerinden daha avantajlı durumda olmak rezil bir durumda sağ salim durumda sağlam durumda sallanır durumda olmak savaşa hazır durumda seferi durumda serbest durumda sıfır durumda sıkışık (zor) durumda olmak sıkışık bir durumda sıkışık durumda sıkışık durumda olmak son durumda sorumlu durumda soyutlanmış durumda sulandırılmış durumda sürülebilir durumda şaşırmış durumda olmak şaşkın bir durumda şaşkın durumda şimdiki durumda şişkin durumda şu anda bitirmiş durumda mısın? şu anki durumda şu durumda tam uygun durumda tamamen uyanık durumda tamire muhtaç durumda tasfiye halindeki şirketin borçlarını on iki ay içinde ödeyebilecek durumda bulunduğunu bildiren beyanname tehlikeli bir durumda tehlikeli bir durumda olmak tehlikeli bir durumda riske giren tehlikeli durumda terk edilmiş durumda bulunmak toplu durumda olgular tutmak (belli bir durumda veya biçimde) uçağın yatay durumda yere şiddetle çarparak gövde üzerine inmesi uçar durumda önleme cihazları umutsuz bir durumda olmak umutsuz durumda bile umudunu yitirmemek utandırıcı bir durumda uygun durumda olan uyuyor durumda kalmak üstün bir durumda üzgün veya zor durumda olduğu halde neşeli veya canlı olmaya devam etmek yalın durumda aynı heceye sahip olan yan yatmış durumda yangın gibi olağanüstü bir durumda kaçış için izlenecek yol yapabilecek durumda olmak yapabilir durumda olmak yapacak durumda olmak yapamıyacak durumda yarışabilecek durumda olmak yarışın başlangıç çizgisinde hazır durumda bulunmak yaşayabilecek durumda yataktan çıkabilecek durumda yataktan kalkıp dışarıda gezecek durumda yatar durumda (hayvan) yatar durumda olan yatar durumda uygulamak yatay durumda yatay durumda yere şiddetle çarpıp inme (uçak) yayına hazır durumda beklemek yenilecek durumda yola çıkabilecek durumda yola çıkabilecek durumda (taşıt) yüzer durumda yüzücülerin hazır durumda bekledikleri çıkış platformu yüzükoyun durumda yüzünden daha kötü durumda olmak zor bir durumda zor bir durumda havayı yumuşatmak zor bir durumda her çareye baş vurmak zor bir durumda olmak zor durumda zor durumda bırakmak zor durumda bulunan zor durumda çıkmazda zor durumda kalınca her şey yapılır zor durumda kalmak zor durumda olmak zor durumda sığınılacak güçlü kimse zor durumda yardımına koşmak zor tehlikeli bir durumda desteksiz olma zor ve tehlikeli bir durumda desteksiz zor ve tehlikeli bir durumda desteksiz olma

1: 1 ms