belirti
Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2148ana kullanım
isim / noun
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) Hasta hayvanların genel durumunda veya organlarında klinik muayenelerle veteriner hekim tarafından saptanabilen ve normal hayvanlarda görülmesi olağan sayılmayan, anatomik, fizik, şimik ve işlevsel değişiklikler, araz, bulgu, beldek.
belirti = alamet [öz Türkçe - eski terim]
belirti = araz [öz Türkçe - eski terim]
belirti = emare [öz Türkçe - eski terim]
belirti = endikasyon [öz Türkçe - eski terim]
belirti = işaret [öz Türkçe - eski terim]
belirti = karine [öz Türkçe - eski terim]
belirti = manifestasyon [öz Türkçe - eski terim]
belirti = nişan [öz Türkçe - eski terim]
belirti = semptom [öz Türkçe - eski terim]
belirti = sendrom [öz Türkçe - eski terim]
belirti = sign [öz Türkçe - eski terim]
belirti = tezahür [öz Türkçe - eski terim]
belirti = şaret [öz Türkçe - eski terim]
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) 1. Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane: «Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok.» -A. Ümit. 2. tıp Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın göstergesi olan durum veya görüntü, araz, semptom, sendrom.
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) Canlıda düzgülü olmayan durumların geliştiğini belli eden ipucu.
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) Görüntü, gölge: Bir belirti gördüm emme ayıramadım.
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) Gözlem yoluyla elde edilen ve bir bilgiye götürebilecek ipucu.
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) karîne.
BELİRTİ = (belirti nedir; belirti ne demek; belirti İngilizcesi) Suçun, sanıkça işlendiği kanısını uyandıracak nitelikte olmakla birlikte, bağımsız biçimde ve kesin bir kanıt gücü olmayan ipucu.
belirti = alâmet [Türkçe - Osmanlıca]
belirti = araz [Türkçe - Osmanlıca]
belirti = emâre [Türkçe - Osmanlıca]
belirti = nişan [Türkçe - Osmanlıca]
belirti = nişâne [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words
