• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

strain

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 2943

ad / noun – botany

ad / noun – technical

arıcılık

eczacılık

havacılık

kâğıt endüstrisi

müzik

ormancılık

tarım

yeme içme

STRAIN = [streyn] noun
1 gerginlik, yük, stres * eşanlamlı : tension, stress, pressure; stretch
İngilizce örnek : I have been under a lot of strain these days.
Türkçe çevirisi : Bugünlerde çok stres altındayım.
İngilizce örnek : Don't put too much strain on this rope.
Türkçe çevirisi : Bu ipe çok yük bindirme. (Bu ipi çok germe.)
2 burkulma, burkulup incinme * eşanlamlı : sprain, injury
3 soy, ırk, nesil
4 melodi, ezgi * eşanlamlı : tune, melody, air
¤ verb
1 (at) germek, asılmak * eşanlamlı : tighten, stretch, extend
İngilizce örnek : The rowers strained at their oars.
Türkçe çevirisi : Kürekçiler küreklerine asıldılar.
2 zorlanmak
3 zorlamak * eşanlamlı : force, drive, overexert, exhaust
4 zarar vermek * eşanlamlı : sprain, injure
İngilizce örnek : Bad lighting can strain the eyes.
Türkçe çevirisi : Kötü ışıklandırma gözlere zarar verebilir.
5 (against) vücuduyla bastırmak

1: 0 ms