• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

gergin

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 4876

gergin = asabi [öz Türkçe - eski terim]

gergin = distandü [öz Türkçe - eski terim]

gergin = stresli [öz Türkçe - eski terim]

GERGİN = (gergin nedir; gergin ne demek; gergin İngilizcesi) 1. Gerilmiş durumda olan: «Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır.» -İ. A. Gövsa. 2. Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt): «Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gergin vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı.» -P. Safa. 3. mec. Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki): Arkadaşımın kocasıyla arası gergin. 4. mec. Huzursuz, sinirli: «Dudaklarında gergin, cali bir tebessümle ilerledi.» -P. Safa.

ilgili sözler / related words

1: 0 ms