tight
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 4443ana kullanım
TIGHT = [tayt] adjective
1 sıkı, sımsıkı * eşanlamlı : stiff, rigid, firm, taut, secure, fast * karşıtanlamlı : loose
İngilizce örnek : These shoes are too tight.
Türkçe çevirisi : Bu ayakkabılar çok dar.
2 gergin * eşanlamlı : taut, stretched, tense
İngilizce örnek : Is the screw loose or tight?
Türkçe çevirisi : Vida gevşek mi sıkı mı?
İngilizce örnek : He tried to pull the rope tighter, and it broke.
Türkçe çevirisi : İpi daha gergin çekmeye (germeye) çalıştı, ve ip koptu.
3 zor, güç
4 geçirmez, sızdırmaz * eşanlamlı : sealed, proof, watertight
5 kon. cimri, eli sıkı * eşanlamlı : mean, miserly, stingy, tight-fisted * karşıtanlamlı : generous
İngilizce örnek : He is so tight, he won't spend anything unless he has to.
Türkçe çevirisi : Çok cimri, mecbur kalmadıkça hiç para harcamaz.
6 kon. sarhoş * eşanlamlı : drunk, intoxicated, tipsy * karşıtanlamlı : sober
¤ adverb
sımsıkı
* sit tight = olduğu yerde kalmak
