tense
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 7033ana kullanım 2
TENSE = [tens] adjective
gergin * eşanlamlı : tight, strained, rigid, stiff, strained; nervous, stressful, worked up * karşıtanlamlı : lax, loose; calm, unruffled
İngilizce örnek : I was tense before taking the exam.
Türkçe çevirisi : Sınava girmeden önce gergindim.
İngilizce örnek : The atmosphere in the office is tense.
Türkçe çevirisi : Bürodaki atmosfer gergin.
İngilizce örnek : Relations between the two countries have become tense.
Türkçe çevirisi : İki ülke arasındaki ilişkiler gerginleşti.
¤ noun
dilb. zaman
İngilizce örnek : There are no tenses in Chinese.
Türkçe çevirisi : Çince’de zaman yoktur.
